Türkiye Belediyeler Birliği ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi hakkında “sahte diploma” iddialarıyla ilgili yanıltıcı bilgiler yaydığı gerekçesiyle, aralarında Nedim Şener‘in de olduğu 14 kişi hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve hakaret” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi hakkında başlatılan ‘sahte diploma’ soruşturmasının ardından, hakkındaki yanıltıcı bilgileri yaydığını belirttiği 14 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun, sosyal medya hesabı X (Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, “Kamuoyunu alenen yanıltanlara karşı hukuki haklarımızı kullanacağımızı söylemiştik. Kullandık, kullanmaya devam edeceğiz. O adalet er ya da geç tecelli edece”k ifadelerini kullandı.
Suç duyurusunda bulunulan isimler arasında, gazeteci Kenan Kıran ve Hürriyet yazarı Nedim Şener de yer alıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun suç duyurusunda bulunduğu isimler:
- Umut Mürare
- Halit Turan
- Kenan Kıran
- Burak Doğan
- Tolgahan Erdoğan
- Zeki Bahçe
- Nedim Şener
- Emre Ercis
- Berk Dokucu
- @atlashbr
- @dava_adami_ isimli
- @TurKulis
- @sabriamcaparodi
- @trxhaber
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin, “resmi belgede sahtecilik” suçundan soruşturma başlatmıştı. Sabah gazetesine göre bu yazıda İmamoğlu’nun lisans diplomasının iptali istendi. Başsavcılık açıklamasında “geri alınma işlemi dahil tüm idari tedbirlerin alınması yönünde gereğinin yapılmasını” istedi.
Ongun, YÖK ve İstanbul Üniversitesi’ne yazı gönderdiği iddiaları hakkında açıklama yaparak, iddiaların kaynağı olarak Nedim Şener’in yazısını göstermiş ve hukukî haklarını kullanacaklarını duyurmuştu.
https://twitter.com/Mrt_Ongun/status/1895357647798575266
İmamoğlu: “Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum.”
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, partisinin genel merkezinde yol haritasını açıkladı. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, tarihin en büyük hezimetini yaşayacağını söyledi ve “Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı belirleme ön seçiminde aday olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, adaylık süreci ve planlamalarıyla bilgi vermek üzere CHP milletvekilleri, Parti Merclisi (PM) üyeleri, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, il, ilçe başkanlarıyla Ankara’da bir araya geldi.
Program öncesinde partililere İmamoğlu’nun hedeflerini özetleyen bir broşür dağıtıldı. İmamoğlu, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek başladı.
Erdoğan’ın siyaseti dizayn etmeye çalıştığını belirten İmamoğlu, “O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Tarihin en büyük hezimetini yaşayacaklar. Tarihin en büyük hezimetini onlara yaşatacak olan on binlerce insan var. Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum” dedi.
CHP’lilere de seslenen İmamoğlu, “Dünya yeniden kurulurken biz de Türkiye’nin bu yeni dünyada nasıl bir yer alacağına hep birlikte karar vereceğiz. 102 yıldır en önemli kavşaklarda, en hayati kararları Cumhuriyet Halk Partisi verdi” diye konuştu.
Kendisine açılan davalara değinen İmamoğlu, şöyle devam etti: “Siyasi yasak getirmek istiyorlar. Partimizin kurultayını iptal etmek, partimize kayyım ataması için süreç takibi yapıyorlar. Gözleri o kadar kararmış ki bu milletin kararından yılmadığını, yaptığı seçimleri, yaptığı tercihleri asla zalimlerin zulmüne kurban etmediğini, asla, seçimlerin, özellikle tercihlerinin, seçme yetkisinin elinden alınmasına asla izin vermediğini unutmuşlar.”
“Bu yola kendime güvendiğim kadar size güvendiğim için çıkıyorum” diyen İmamoğlu, ardından yol haritasını açıkladı.
Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:
“Aziz milletimize seslenmek istiyorum. İsraf, iş bilmezlik ve kimin, özellikle kimin nasıl yönettiği belli olan kibrin sebep olduğu ekonomik krizden, yaşanan derin yoksulluktan, her gün kriz yaratan siyasetten, giderek artan toplumsal çürümeden, adalet, eğitim ve sağlık sistemlerimizdeki çöküşten, her yere üşüşmüş olan mafya ve çetelerden, iş kazasında, yangında, depremde ihmal sebebiyle yaşanan ölümlerden ve sonu hiç gelmeyecekmiş gibi duran bu karanlıktan yorulmuş, bitap düşmüş olan büyük milletimize sesleniyorum. Müsterih olun. İçinizi ferah tutun. Şafak söküyor. Uzun ve zahmetli bir yola çıkıyoruz. Bu düzeni değiştirmek, umudu ve güveni yeniden inşa etmek, artık bu karanlıktan yorulan milletimizi iyileştirmek, Türkiye’yi dünyada hak ettiği noktaya yükseltmek için yola çıkıyoruz.
“CHP değişirse, Türkiye değişir. CHP silkindi, değişmeye başladı. Değişimi başlattı. 2023 kurultayında üzerindeki o seçim sonrası çökmüşlüğü, kaybedilen genel seçim sonrası umutsuzluğu attı. 31 Mart 2024 gününden bugüne Türkiye’nin birinci partisiyiz. Biz artık yola çıkmak zorunda olduğumuzu ilan etmeliyiz. CHP’yi değişimi başlattık, güçlendirdik, şimdi sıra Türkiye’yi değiştirmekte. Bugün bu yola çıkıyoruz.
“Bir karar vereceğiz. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyecek ve büyük ve kutlu bir yolculuğa başlayacağız. Partimiz cumhurbaşkanı adayını belirleme kararı vermiştir. Rakibimiz büyük bir panik yaşıyor. Çünkü onlar bugüne kadar kendilerine rakipsiz zannettiler. Rakiplerini kendileri belirleyebilir zannettiler, iktidarlarını sonsuz zannettiler. Aday belirleyeceğimiz için ve ortaya koyduğumuz bu demokratik bir süreç için çok büyük bir kaygıya ve korkuya kapıldılar. Bu milletin onlara verdiği yetkiyi istismar etmeye başladılar.
“Türkiye’deki bütün yönetimin sorumluluğu tek kişinin, Cumhurbaşkanının sırtına yüklendi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu koskoca ülkeyi kendi başına yönetemedi. Cumhurbaşkanı adına sorumsuzca yetki kullanan bürokratik bir oligarşi oluşturuldu. Türkiye seçilmişlerin değil, atanmışların yönettiği bir ülke oldu. Bu iktidar için de büyük bir sorundur, sizin için de büyük bir sorundur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetme sorumluluğu sizde ve millet bu yetkiyi size verdi, atanmış yargı mensuplarına vermedi. Türkiye çok büyük bir ülkedir. Bu büyük ülke böyle yönetilemez.
“Türkiye milleti temsil etmeyen insanlar tarafından yönetilen bir ülke olamaz. Türkiye milleti temsil eden meclisin güçsüz ve sözünün kıymetsiz olduğu bir ülke olamaz. Türkiye seçilmişlerin yönettiği bir ülke olmak zorundadır. Türkiye’yi bir an önce parlamenter demokrasiye kavuşturmak zorundayız.”