HIRSIZDAN İMAM OLMAZ!

245304501_2976623129320764_6061980270585124284_n

Sözlükte “Kendine uyulan, önder, halife, komutan, delil” gibi anlamlara gelen imam, dini bir kavram olarak “Devlet Başkanı, bir ekolün veya hareketin önderi, cemaate namaz kıldıran kimse” demektir. İmam olabilmek için, yeterli eğitim-görgü-birikimden önce “NAMUSLU” olmak şarttır!

Kendimden örnek vereyim de, kimse dediklerimi sünger gibi içine çekip alınmasın. Belediye Başkanlığı, Milletvekilliği, Genel Başkan Yardımcılıkları, Bakanlık, Genel Başkanlık yapmış biri olarak, kafayı kırıp kendimi İzmir İmamı ilan ettim diyelim!

Eğer ben, Camilerde “Hayır yapmak” için toplanan sadaka paralarını dolandırıyorsam, bu paraları pavyonlarda, içki âlemlerinde yiyorsam veya bu hırsızlıkları yapanları “Siyasi Gücümü” kullanıp kollayıp koruyorsam, adaleti engelliyorsam benden İmam olur mu, elbette ki olmaz!

Eğer ben, milletten aldığım emaneti kötüye kullanırsam, devlet malını peşkeş çekip avanta alırsam, daha dün orman arazisine kaçak olarak yaptırdığım evde “yardımla” yaşarken şimdi villalarda-saraylarda oturuyorsam, çocuklarımla milyar dolarların sıfırlanması-saklanması için konuşuyorsam, boğazıma kadar haram havuzuna batmışsam benden İmam olur mu, elbette ki olmaz!

Sözün özü;
Eğer ben tüm bunları yaptı isem ve hala Allahtan korkmadan, kuldan utanmadan toplum içine çıkabiliyorsam, benden değil İmam, bir b.k olmaz…

ÇATAL KAZIK YERE BATMAZ
Yaşlanan çiftçi, iki oğlunu çağırıp “Bakın oğullar, bundan böyle tüm arazilerim-hayvanlarım-makinalarım sizindir. Siz toprağı işleyip çalışacaksınız. Tek şartım var, beraber çalışacaksınız. Ayrılık olduğu an tün malları geri alırım” demiş.
Ve iki oğluna birer tane ucu sivri sopa vermiş. “Batırın kazıkları yere” diye emir vermiş. İki delikanlı da kazıkları yere rahatlıkla batırmışlar.
Sonra, ucu çatal halinde olan bir sopa daha vermiş ve toprağa batırmalarını istemiş!
Delikanlılar ne kadar uğraşsalar da kazığı toprağa batıramamışlar.
Çiftçi; “Bir yerde ikilik, ayrımcılık olursa orada bereket olmaz. Konuşun, danışın, anlaşın birbirinizin görev alanlarını belirleyin ve asla ikilik çıkarmayın.
Bu size baba nasihatidir” demiş.

Türkiye şu an aynen yukarıdaki örnekteki gibidir.
Cumhurbaşkanı var, Genel Başkanlık da yapar yetinmez Merkez Bankası Başkanlığı da yapar. Gün gelir sanat eleştirmeni olur, gün gelir Kadın Doğum Uzmanı olur. Ne tecrübeye ne bilime ne de uzmanlığa inanır. Her şeyi o bilir.
Atanmış sekreter Bakanlar var, kendi işlerini düzeltmekle meşguller.
Bürokrasi şaşkın vaziyette olduğundan zamana karşı oynayıp, oyalanıyor!

Sözün özü;
Türkiye bu şekilde yönetiliyor ve kimse umursamıyorsa, ülkenin geleceği olamaz. Çünkü, Çatal Kazık Yere Batmaz.

ÇATLAK TESTİ SU TUTMAZ
Testi çatladı ve durduk yerde su kaçırmaya başladıysa, o testiyle su taşımak enayiliktir. Ne kadar sıvasanız, yapıştırsanız artık o testi işe yaramaz.
AKP, her tarafıyla fokur-fokur kaynıyor! İktidar sayesinde “Yol bulup zenginleşenler” teşkilatlara talimat veriyorlar. “Sahaya inin, milletin ayağına gidin, hizmetlerimizi anlatın!”
Vatandaşın yanına gidenler ise, küfeyle küfür yedikten sonra evden çıkmıyor!

Hadi şimdi yazıyı beraberce noktalayalım. Demek ki neymiş;
Çatal Kazık Yere Batmaz / Çatlak Testi Su Tutmaz / Hırsızdan İmam Olmaz
Hırsıza oy verenden de Müslüman olmaz. Ve Leddalin Âmin…

Van’a dün geldik. Çok güzel karşılandık. Muradiye İlçemizi ve Van Ticaret Sanayi Odasını ve ziyaret ettik.
Bugün DOĞRU Parti VAN 1. İL Kongresini yapacağız. Van’dan sevgilerle…

Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 28 Ağustos 2022

 

Exit mobile version