93 yaşındaki Sayın Erdal Atabek dünkü yazısını şöyle bitiriyor!
“Geleceği hak etmek, yanlışlara karşı çıkmakla olacaktır. Siyasi Partilere bırakmadan bütün toplum örgütlenerek mücadele edecektir. Sendikalar, meslek kuruluşları, bilim sanat dernekleri öncülük ederek bütün toplum “Evrensel Uygarlık için” mücadele edecektir.
Geleceği hak etmenin bedeli de budur…”
Sayın Atabek’in düşüncesine katılıyorum ve geçmişten ders alarak, yakın tarihimizi doğru kaynaklardan çok iyi araştırarak, katılımcı-sorgulayıcı-eleştirici-hesap sorucu- örgütlü bir toplum haline gelmemizin şart olduğunu ve geleceğimizi ancak böylelikle hak edebileceğimizi düşünüyorum.
Çünkü, ABD-AB-İngiltere’nin bölgemiz ile olan hesapları, planları önümüzdeki dönemin çok zor geçeceğini gören gözlere gösteriyor.
Ayrıca hepimiz Erdoğan’ın, ruh ve vücut sağlığının bozuk olduğunu ve yurtdışında edinildiği iddia edilen mal varlığı nedeniyle ABD tarafından rehin pozisyonuna sokulduğunu biliyoruz.
Yani bugün T.C Devletinin geleceği, kökleri-kapasiteleri asla “Milli” olmayan 4-5 tane bürokratın eline bırakılmış durumdadır.
Bunların üzerine, sorgulayan, hak ve sorumluluklarını bilen özgür birey olmak yerine, tebaa olmayı, kendisine yapılan her zulmü kabul edercesine itiraz etmeyen bir toplum varsa, işte o zaman “Ört ki öleyim” durumu olur!
“Biri gelsin bizi kurtarsın!”
Yok öyle bir şey. Atatürk öyle biriydi. Düşmanlar kadar, içimizdeki yobazlarla boğuştu ve bugünkü Türk Devletini kurdu!
Peki biz Türk Milleti olarak, onun emanetine sahip çıkabildik mi?
Bizi yönetecek DOĞRU kişileri seçmesini becerebildik mi?
Aksine, fikir yapısı ya oluşmamış, ya da bozuk olan çapsızları “Genel Başkan” diye seçmedik mi?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Atatürk’e ve Annesine en ağır hakaretlerde bulunan bir soysuzu hem devletimizin sofrasında ağırlayacak, hastanede ziyaret edecek, Türk Milleti adına bizden başka kimseden itiraz gelmeyecek!
Sonra 10 Kasımlarda ağlayacağız! Ağlamaya dahi hakkımız var mı?
Aziz Türk Milleti;
Her millet layık olduğu şekilde yönetilir. Ülkemizin bir Federal İslam Devletine dönüşmesini istiyorsanız AKP ve Hüda-Par ile devam edin.
Yok, ben Cumhuriyet değerleri olan Laik-Demokrat-Sosyal Hukuk Devletinde çağdaş insanlar gibi özgürce bağımsız yaşamak istiyorum diyorsanız, işte size Anayasamıza göre analarımızın ak sütü kadar meşru ve helal bir direnme günü!
AKP, Hüda-Par, Bahçeli, Destici, Tarikatlar, Cemaatler, Kürtçüler, 5’li çeteler, Türk Milletinin önüne yemesi için, bizi bir “Çadır Devleti” haline getirecek sözde “Yeni Sivil Anayasa” koyacaklar.
İşte Anayasal-Yasal-Haklı direnişin başlayacağı gün o gündür.
Bu ihaneti yaptıkları gün, gece-gündüz, dağda-şehirde kitlesel direnişe başlamalıyız.
Sakın korkmayın, kimse Türk Milletinin kılına dokunamaz!
Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu “Evet laikliği değiştirmek istiyoruz, var mı diyeceğiniz” diye yazmasına ses çıkarmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı mı Türk Milletine ceza verecek?
Ülkeye 17 milyon sığınmacı ve Afganlının gelmesine ses çıkaramayan Genelkurmay Heyeti, Mehmetçiğe, “Türk Milletinin üzerine ateş et” diye emir mi verecek? Türk Devletinin kalbine, Ankara’ya bomba konmasını engellemeyen Emniyet Genel Müdürü mü, bizi coplatacak?
İnşallah böyle bir ihanet çukuruna düşmezler ve Türk Milletinin yanında emrinde olurlar!
Haa, şunu da söyleyip yazıyı öyle bağlayalım;
Kimse sokağa çıkmasa, kimse sesini çıkarmasa da bizler Atatürk’ün yolundan dönmeyeceğiz ve her ihanetin hesabını soracağız. Çünkü biz TÜRK MİLLETİYİZ!
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle
10 Ekim 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı