Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle tutuklu yargılandığı davada çarşamba günü ikinci kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 26 Kasım’da görülen davada, Altaylı hakkında dört yıl iki ay hapis cezası ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle 158 gündür tutuklu olan gazeteci Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanının benim konuşmamdan korkup tehdit olarak algılayacağı bir şey yok, böyle bir etkim de yok” diyerek beraatini istedi; savcı ise ceza ve tutukluluğun devamı yönünde mütalaasını yineledi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Marmara (Silivri) Cezaevi kampüsündeki salonunda görülen duruşma 10.00’da başlaması gerekirken 10.50’de başladı. Altaylı duruşmaya saat 10.45’te jandarma eşliğinde getirildi. Salonda alkışlarla karşılandı. Erdoğan’ın avukatı da duruşmaya katıldı. Celse arasında sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, Altaylı’nın cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Erdoğan’ın avukatı da savcılığın talebine katıldıklarını söyledi.
Mütalaaya karşı söz alan Altaylı, “Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda 4-5 bin polis çalışıyor. Gazeteci arkadaşlardan rica ettim, benim yayınımdan sonra Cumhurbaşkanının programında bir aksama ya da değişiklik olmuş mu diye kontrol etmelerini istedim. Programında en ufak bir değişikliği yok. Cumhurbaşkanının benim konuşmamdan korkup tehdit olarak algılayacağı bir şey yok. Böyle bir etkim de yok. Örgüt üyesi değilim, şiddete başvurmuşluğum yok, karşınızda duran bir vatandaşım ben” dedi.
Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanı korkan biri değil. Kaldı ki tarihi bir örnekten niye korksun. Hem bana hem de Cumhurbaşkanına haksızlık yapılıyor” diye konuştu.
Benzer suçlamalarla açılan başka davaları emsal gösteren Altaylı; “Bir dava da Urla Davası idi. Darbe girişimi sonrası açılmış bir davaydı. FETÖ kalkışmasında dahi sanıkların pek çoğu ‘Cumhurbaşkanına tehdit’ suçlamasından beraat etti” diye ekledi.
Altaylı savunmasını “Cezaevinde olduğum için değil ama fikri olarak haksızlığa uğradığımı söylemek istiyorum. Şu an karşınızda olmaktan utanç duyuyorum demeyeyim ama bu durumu çok gereksiz buluyorum. Herhangi bir tehdit kastım olmadığı çok açık.” diyerek bitirdi.
“Suçlama abesle iştigal”
Altaylı’nın sözlerinin ardından avukatları söz aldı. Avukat Ömer Teker “Müvekkilim 158 gündür tutuklu. Bugüne kadar geldiğimiz noktada mevcut delilin dışında başka bir delil dosyaya sunulmadı. Zaten dosyada da tek bir delil mevcut. Ortada maddi unsurları oluşmuş bir suç da yok. Müvekkilimin programında sarf ettiği sözlerden Cumhurbaşkanının korkmuş olabileceği abesle iştigal. Müvekkilimin beraatını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da “Bu mütalaa başından itibaren devam eden hukuka aykırılıkların aynası olmuştur. Suç tipi bakımından suçun hem maddi hem manevi unsurları oluşmamıştır. Sayın Altaylı’nın kaçma şüphesi yoktur, kaçma şüphesi somut olguyla ortaya konulamamıştır. Tutukluluk tamamen hukuka aykırı, basın özgürlüğü anlamında da tüm basına gözdağı. Bu tutukluluk artık bir cezalandırmaya dönüştü” diye konuştu.
Avukatların beyanının ardından son sözü sorulan Altaylı, savunmalara katıldığını belirterek beraatını istedi. Mahkeme, karar vermek için duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme Altaylı’ya 5 yıl hapis cezası verdi. İyi hal indirimiyle cezayı 4 yıl 2 aya düşürdü. Adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını söyleyen mahkeme gazeteciyi tahliye etmedi. Altaylı elindeki kağıtları havaya fırlatıp tepki gösterdi.
Mahkeme heyeti kararın ardından izleyiciler tarafından yuhalandı. Bunun üzerine de heyet salonu terketti. Altaylı da jandarma görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.
Fatih Altaylı’nın savunması:
“Silivri’ye hoş geldiniz. Cumhurbaşkanlığı koruma Daire Başkanlığı’ndan 4-5 bin civarında polis çalışıyor. Gazeteci arkadaşlardan rica ettim benim programımdan sonra Cumhurbaşkanı’nın programında değişiklik olmuş mu diye. Avukatlarım aracılığıyla çıkarıp yolladılar, programında ufak bir değişikliği yok. Cumhurbaşkanı’nın benim konuşmamdan korkup tehdit olarak algılayacağı bir şey yok. Böyle bir etkim de yok. Karşınızda duran bir vatandaşım ben. Cumhurbaşkanı korkan biri değil, kaldı ki tarihi bir örnekten niye korksun. Hem bana hem de Cumhurbaşkanı’na haksızlık yapılıyor diye düşünüyorum. Suçlanmamam gerekirken karşınızda olmamı çok gereksiz buluyorum. Herhangi bir tehdit kastım olmadığı çok açık. Beraatımı talep ediyorum.”
Gazeteci Fatih Altaylı, ‘Cumhurbaşkanı’na tehdit’ suçlamasından 22 Haziran’dan beri Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. 3 Ekim’de görülen duruşmada ilk kez hakim karşısına çıkan Altaylı hakkında kaçma şüphesi ve tutukluluk hâlinin “ölçülü” olması gerekçesi ile tutukluk haline devam kararı verilmişti.
Fatih Altaylı hakkında 20 Haziran 2025 tarihli yayın nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Altaylı söz konusu yayında, Türkiye’de halkın, Erdoğan’ın ömür boyu görevde kalmasına % 70 oranında “Hayır” dediğine işaret eden bir anketi yorumlamıştı.
Yayının ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, X hesabından Altaylı’nın bazı ifadelerini içeren bir görüntüyü “Suyun ısındı” ifadesiyle paylaşmıştı. Altaylı söz konusu yayının Oktay Saral‘ın paylaştığı bölümünde şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu oran, çok da beklediğim bir oran. Şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmeninin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Geçmişine bak bu milletin, yakın geçmişinden söz etmiyorum, uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman. Az uz değildir öldürülen, suikasta giden Osmanlı padişahı veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen.”
Bu sözler üzerine başlatılan soruşturma sonucu 22 Haziran’da tutuklanarak Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen gazeteci Fatih Altaylı emniyetteki ifadesinde sözlerinin hakaret veya tehdit amacı taşımadığını ve çarpıtıldığını savunmuştu.
Tutuklama kararının ardından Altaylı’nın YouTube hesabından yayınlanan ve boş bir koltuğun yer aldığı yayın 1,2 milyon izlenmeye ulaşmıştı.
