FUTBOLCULAR DOLANDIRILDIK DİYE FEVERAN EDİP DURUYORLAR..

406136217_2391245404597965_5941025700392429147_n

Mesele bir hayli karmaşık görülse de işin aslı öyle değil. Size durumu bir Sülün Osman hatırasıyla anlatayım..

Tarihin gördüğü en büyük dolandırıcılardan bir tanesi olan Sülün Osman, bir röportaj veriyor ve diyor ki,

“Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. Bunlardan birini anlatayım da siz hak verin bana.. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Dükkan kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın… Adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, ben de kayboluyorum ortalıktan. Adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım, diye karakola gidiyor. Ve ben aranıyorum. Demiyorlar ki ona, be adam bin liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.”

Kıssadan hisse..

Futbolcular dolandırılmadılar, ava giderken avlandılar..

Şimdi burada sorulması gereken soru şudur; ava gidenler belli de avlayanlar kimlerdir?

Değerli Dostlarım,

Usta Gazeteci Sayın Can Ataklı’nın bugün Twitter’da Fatih Terim fonu olarak anılan skandala ilişkin yapmış olduğu açıklamanın içeriği son derece düşündürücüdür..

Yazıda, Emre Belezoğlu ile Arda Turan’ın Mayıs ayında Cumhurbaşkanı’na giderek konuya ilişkin yardım istediklerini ve Erdoğan’ın da banka yönetimini arayarak, “Çocukların parasını verin” dediği ileri sürülmüştür. Bununla yetinmeyen Erdoğan’ın ardından Süleyman Soylu’yu arayarak “bu işi çöz” talimatı verdiği iddia edilmektedir..

Asıl düşündürücü olan futbolcuların bulaştığı skandaldan çok Cumhurbaşkanı’nın gelenleri kapı dışarı etmek ve durumu derhal yargıya intikal ettirmek yerine bilakis müdahil olması ve hukuk dışı talimatlar vermiş olmasıdır!

Bu durum ülkemizin, “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı yerden nerelere sürüklediğinin en önemli göstergesidir..

Devletin devlet gibi olmadığı ülkelerde milletin millet gibi olması beklenemez. Zira devlet denilen şey muktedir bir güçtür ya da bir hiçtir; biraz devlet olunmaz..

Eee, balık baştan kokar..

Sayın Ataklı’nın programını izlemenizi öneririm..

Dr. Vecdet Öz

Exit mobile version