GRADE raporunda hasarın yüzde 53’ünü oluşturan 18 milyar dolarlık bölümünün özel konutları, 9,7 milyar dolar tutarındaki yüzde 28’lik bölümünün ise sağlık kuruluşları, okullar, hükümet binaları ve özel sektöre ait binalar gibi mesken vasfına haiz olmayan yapılarda meydana geldiği kaydedildi. Hasarın 6,4 milyar dolar tutarındaki yüzde 19’luk bölümünün ise yol, enerji, su şebekeleri gibi altyapıda oluştuğu bildirildi.
“Türkiye’nin depreme dayanıklı altyapıya ihtiyacı var”
Raporda, söz konusu doğrudan hasarın ötesinde, depremin ekonomiye daha geniş kapsamlı etkilerinin çok daha yüksek olacağı ve bu zararı hesaplamak için daha derinlemesine değerlendirmelere ihtiyaç olduğu kaydedildi. Dünya Bankası Grubunun Avrupa ve Orta Asya’dan sorumlu Başkan Yardımcısı Anna Bjerde, “Bu afette yaşanan büyük kayıp ve acı karşısında kalplerimiz Türkiye ve Suriye halklarıyla birliktedir. Kitlesel yardım ve kurtarma çalışmalarına yardım için uluslararası toplumun nasıl harekete geçtiğini görmek cesaret verici. Dünya Bankası Türkiye’deki çalışmalara destek için teknik uzmanlık ve finansmanını derhal devreye sokmuştur” açıklaması yaptı.
Dünya Bankası, 9 Şubat tarihinde enkaz kaldırma çalışmaları ve yardımlar için ilk etapta 1 milyar 780 milyon dolarlık bir paket açıklamıştı.
Dünya Bankası’nın Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez de, bu afetin Türkiye’nin depremlere karşı yüksek risk altında olduğunu ve altyapının sağlamlaştırılması gerekliliğini bir kez daha hatırlattığını belirtti. Lopez, “Afet risk yönetiminde dünyada öncü rol oynayan Dünya Bankası, afete dayanıklı bir ekonomik toparlanma sürecindeki çabalarında Türkiye’ye eşlik etme taahhüdüne bağlıdır” açıklaması yaptı.
DW/BK,TY