Devleti yöneten, milyonlarca yurttaşının vekaletini ve sorumluluğunu sırtına almış kişinin yükü çok ağırdır. Tabii ki farkında olan için!
Bu kişi asil biri olmalıdır. Kastedilen asalet, saray aristokrasisi gibi kan bağına bağımlı bir asalet değildir. Soydan değil, huydan, görgüden ve erdemden gelen asalettir.
Ateist bir Japon mühendise “Sizde inşaatlar nasıl kontrol edilir” diye sormuşlar?
Japon; “Ne kontrolü? Bizde herkes işini yapar ve doğru düzgün yapar” demiş!
Japon’a yine sormuşlar “Sizde, devleti yönetenler rakiplerine veya insanlara küfrederler mi?
Yanıt; “Siz delirdiniz mi? Ne küfrü? Böyle bir şey düşünülemez bile!”
Bir Ateist Japon’a bakın, bir de Müslüman CB’nına ve Müslüman Müteahhite ve sebep oldukları yıkıma!
Şunu söylemekten asla çekinmemeliyiz. Gerçek İslam Dini, bizdeki Bademlerin ve bizim dışımızda olan İslam Ülkelerindeki “Siyasal Ümmetçilerin” uyguladığı gibi değildir. Bu sapkınlar maalesef 1,5 milyar Müslümanın yaşadığı 50 ülkeyi ele geçirmiş “Seccade Şeytanlarıdır!”
Neden bunu söylüyoruz?
Müslüman ülkelerin tümü, emperyalist devletlerin kölesi olmuş yöneticiler tarafından diktatörlükle yönetilmektedir.
Kişi hak ve özgürlükleri yok denecek kadar azdır.
İnsanlar fakirlik, fukaralık, pislik içinde yaşarken, yöneticiler Saraylarda ihtişam içinde yaşarlar.
Bu İslam Devletleri, dünya yolsuzluk liginde ilk sıralardadır. Kendi insanlarını soyarlar.
Mezhep kavgaları sürekli ve vahşicedir.
Örnek, Libya’nın tamamı Sünni olmasına rağmen hala birbirlerini “Allahuekber” diyerek öldürmektedirler.
İslam, bu demek değildir. Bu, Yezitlik ve Mervanlığa dayalı Arap Emperyalizminin, din diye cahil Müslümanlara yutturulmasıdır.
Büyük Atatürk, bu pisliğin çirkin yüzünü tüm İslam Dünyasına gösterdi ve “Ahlaka-Merhamete- Fazilete-Özgürlüğe-kişi hak ve özgürlüklerine yani demokrasiye dayalı gerçek İslam’ı yaşatacak “Laiklik İlkesini” uyguladı.
Büyük Atatürk ve Türkiye’ye, tüm mazlum ülkelerinin imrenerek baktığı bir Önder Ülke” haline nasıl geldi sanıyorsunuz? Ama biz Ata’nın emanetini koruyabildik mi?
Koruyamadığımız için bugün bu durumdayız.
Türk Milletinin YOKSULLUĞUNU- DİNİ İNANCINI-VATAN ve BAYRAK SEVGİSİNİ-TOPLUMUN BİLGİSİZLİĞİNİ, medyayı satın alarak ve Türk Devletinin dinamik kurumlarını çökerterek kullanan ihanet içindeki Siyasal Ümmetçiler, Türkiye’yi “Siyasal Ümmet Çukurunun” dibine kadar getirdiler…
Aziz Türk Milleti;
Geldiğimiz nokta, maalesef tam bir akıl tutulması yaşayan Cumhurbaşkanının, Türk Milletine en ağır en galiz küfürleri TV canlı yayınından yapmaya cüret ettiği noktadır. Bunun bir adım ötesi kaostur, Anayasa’nın yok sayılmasıdır.
Çare, Türk Milletinin “Anayasal çerçevede, demokratik direniş hakkını kullanmasıdır.” Direnişin, kırmadan-dökmeden-kimsenin burnunu kanatmadan nasıl yapılacağını yakında anlatacağız.
Bu direniş sayıları 12 Milyonu bulan (+65) tarafından yapılmalıdır. Gençlerimiz bu işe karışmamalı ve kimler direniyor, kimler korkuyor sadece izlemeleridir.
Bademler Türk Milletini henüz tanımadılar! Çünkü bunlar Atatürk’ün dediklerini de anlamadılar. Bakın Fransız Yazar Pierre Loti ne diyor;
“Haksız saldırılar önünde Türk’ün vakur ve asil kalışı, kuşkusuz körlerin gerçeği anlayamadıkları düşündüklerinden ve onlara acıdıklarındandır. Bu soylu davranış, o adi iftiralara açık bir cevaptır.
Zira aslanlar kral olabilir lakin hiçbir kurdu, sirkte oynarken göremezsiniz.”
Hele “Gök Gözlü Bozkurt’u ve onun evlatlarını hiç göremezsiniz…”
Vefamız, Kurucumuz Atatürk’e, Laik Cumhuriyetimize, dini değerlerimizi vicdan alanında tutabilmemize, dilimize, kültürümüze, Türklüğümüze ve bayrak sevgimize, şehit ve gazilerimizedir.
Can Yücel’in dediği gibi; “İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruşundadır.”
İnşallah muhalefet partilerinin yöneticileri bu duruşu gösterirler…
Not;
26 Şubat 2023 Pazar günü saat 13.00’te Kültür Merkezi Lale Salonu-MANİSA adresinde DOĞRU Parti İl Kongremiz var. Tüm Vatanseverleri, Atatürkçüleri, Kuvvacıları bekleriz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
24 Şubat 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı