ABD ve AB, Küresel çetenin istediği gibi Türk Tarımını çökertmek için AKP’yi kullanarak, ellerinden gelen ihaneti yaptırdılar.
Türkiye’nin 126 ülkeden 133 çeşit tarım ürünü ithal ettiğini ve Türk Köylüsünden kaçırılan Milyarlarca Dolarlık kaynağın yabancı ülkelerin köylülerine aktarıldığını daha önce yazmıştık.
Türk Tarımını, taze soğan (1 bağ soğan 30TL)-sap-saman ithal edecek noktaya getirenlerin hala nasıl ve hangi yüzle koltuklarında oturmaya devam etmelerini anlamak mümkün değildir. Çünkü yapılan sadece iş bilmezlik- beceriksizlik değildir. Yapılan, Türk Milletine açıkça ihanet etmek demektir.
Türk Milletinin ekmeğini çalanlar, çiftçiyi-köylüyü yerinde-köyünde aç bırakıp barındırmayıp göçe zorlayanlar, mutlaka Yüce Divan’da yargılanmalıdır.
Tüm Cumhuriyet Hükümetlerinin binbir yokluk içinde yaptıkları ve 2002 yılında iktidar olan AKP’ye devredilen eserleri, bir adım bile ileri götürmeyip aksine satan AKP, bu yüzden iki defa suçludur.
Türkiye’nin 260 Milyon Dekar ekilebilir arazisi vardır.
Bunun 85 Milyar Dekarı SULU TARIM yapılabilecek arazidir.
Cumhuriyet, 2002 yılına kadar bunun 50 Milyar Dekarını (% 59’unu) SULU TARIM yapılabilir hale getirmiştir. Artan dünya nüfusu, insanların beslenmesini gün geçtikçe zorlaştırmakta ve aynı araziden daha fazla ürün elde edilebilecek sulu tarımın önemini arttırmaktadır.
Peki, AKP Türkiye’nin sulu tarımına ne kadar katkıda bulunmuştur?
Yok denecek kadar az!
Duble yol yapmaya, göz boyayacak geçici çözümlere ülkenin milyarlarca dolarını harcamaya, böylelikle yandaşlarını zengin etmeye hız veren AKP, ülkenin bu en önemli problemini görmezden gelmiştir.
22 yıldır özellikle Ceyhan Ovası-Iğdır Ovası-Erzincan Ovası- Harran Ovası- Malatya Ovası- Konya Çumra Ovası- Gediz Ovası- Menderes Ovası gibi ovalarda ise, yanlış sulama sebebiyle “tuz” problemi, daha fazla ürün almamızı engellemektedir.
En kısa zamanda, geri kalan 35 Milyar Dekar arazinin sulu tarıma döndürülmesi için gerekli yatırımlar yapılmalı ve devletin yaptığı sulama sistemleri, halkımızın kurduğu sulama birliklerine (Kooperatiflerine) devredilmeli ve bunlar modern tarım için desteklenmelidirler. DOĞRU Partinin bu konudaki projeleri hazırdır.
Atatürk Barajının arkasında yılda 30 Milyar metreküp su toplanır. Bunun en az 10 Milyar metreküpünü sulamada kullanabilmeliyiz.
Aynı zamanda Diyarbakır ovalarında, Kral Kızı- Dicle- Batman Barajlarının arkasında her yıl 4 Milyon metrekare araziyi sulayacak kaynak toplanır.
İktidarın işi buraları son model tekniklerle donatılmış şekilde sulu tarıma açmak olmalıdır.
Bu ZENGİNLİK demektir. Bölge insanlarımızın refahı ve huzurunun artması, bereket, iş, aş demektir. Bu yatırımlar teröre vurulacak en büyük darbedir.
İktidarın işi bu olmalıdır. Terör örgütü ile kucak kucağa olup, bölgeyi PKK’nın eline bırakmak olmamalıdır…
Dünyadaki gıda ihtiyacının %70’ini sulu tarım karşılar.
Türkiye’nin 112 Milyar metreküp kullanılabilir suyu vardır. Bu suyun 98 Milyar metreküpü yer üstünde, 14 Milyar metreküpü ise yer altındadır.
Türkiye 112 Milyar metreküp suyunun 30 Milyar metreküpünü sulamada,
6,5 Milyar metreküpünü içme suyu olarak, 3,5 Milyar metreküpünü de sanayide olmak üzere sadece 40 Milyar metreküpünü kullanmaktadır. Yani daha, verimli olarak kullanabileceğimiz 72 Milyar metreküp suyumuz vardır.
İktidarın işi bu yatırımları çevre sağlığı-insan sağlığı-bitki sağlığı-hayvan sağlığı politikaları çerçevesinde planlayıp geliştirmek ve gerçekleştirmek olmalıdır…
Cumhuriyet 101 sene evvel, %87’si kırsalda yaşayan, tarımla uğraşan, kişi başına
yıllık ortalama geliri 50 dolar olan 12 milyon nüfuslu Türkiye’yi imparatorluktan devraldı ve toplumu-devleti ile çağdaş bir ülke yapmak için mücadele etti.
Şu an nüfusunun %25’i tarımla uğraşmaya çalışan, yaşamını bu yolla temin etmeye gayret etmekte olan 86 milyonluk bir ülke olduk.
Hizmet sektöründe 57 kat, sanayide 170 kat büyürken, tarımda sadece 10 kat büyüdük.
Tüm bunlardan CB Erdoğan’ın haberi var mıdır? O şimdi, devletin mallarını-mülklerini-kasasını- adamlarını kendi partisi için kullanmakta ve tüm Türk Milletinin hakkını yemekle meşguldür.
Aynı zamanda, Cumhuriyeti yıkıp “Ümmet Devletini” kurmakla meşgul.
Eyy Türk Milleti, kalk artık ayağa, at sırtından bu beceriksiz tarih ve tarım cahillerini. AKP-MHP-Hizbullah ortaklığının Belediye Başkan adaylarına da asla
oy verme…
Not: Muğla Büyükşehir seçimleri büyük mücadele içinde geçiyor.
DOĞRU Partinin desteklediği Bağımsız aday İsmail Uslu, gece gündüz çalışıp, Muğlalıların sevgisini ve sempatisini kazanmış durumda. Başarılar diliyoruz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Mart 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı