CÜBBELİ AMİRAL

turker-erturk-kimdir-nerelidir-h1606809856-a750f1

“Cübbeli Amiral”e ilişkin haber ilk defa “Veryansın” haber sitesinde isimsiz olarak yayınlandıktan sonra tüm sosyal medyada bir anda gündem olmuştu. Daha sonra da başka haber siteleri “Cübbeli Amiral”in İkmal Tuğamiral Mehmet Sarı olduğu bilgisini paylaştı. Aynı anda bu haberler sosyal medya hesaplarına düştü ve hızla yayıldı. Bu sırada Yunanistan’dan yayın yapan ve ağırlıklı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili haberler veren bir haber sitesi de (https://isozygio.wordpress.com) bu haberi resimli olarak paylaştı.

Tuğamiral Sarı’nın yayınlanan fotoğrafının kimin hesabı üzerinden TSK-NET’ten alındığı, belli belirsiz bir şekilde resmin üzerinde görünmekteydi. Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı; “Cübbeli Amiral” ile ilgili tahkikatı bırakıp, fotoğrafı yaydığını düşündüğü subayın peşine düştü. İsim ve fotoğrafın çekildiği sayfaya bağlanan bilgisayarın üzerinden alınan log kayıtlarından, fotoğrafı paylaştığı düşünülen subay en sonunda bulundu. Bu subay, TCG Kınalıada Komutanı Deniz Yarbay F.K. idi. İsmini bilmeme rağmen açık olarak paylaşmıyorum. Çünkü bahse konu subay açığa alınmış olsa da görevde ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişkisi kesilmiş değil ve yargılanması sürüyor.

Cübbeliyi Değil, Atatürkçüyü Açığa Aldılar!

Esasında; Deniz Yarbay F.K.; “Cübbeli Amiral”in fotoğrafını bir haber sitesinde veya sosyal medya hesabında paylaşmamıştı. Sadece kendi sınıf arkadaşlarının olduğu kapalı bir whatsapp grubunda “Cübbeli Amiral”in haberlerinin ve fotoğraflarının medyadaki gündemi işgal ettiği zaman diliminde, bir arkadaşının “Kim bu Cübbeli Amiral?” sorusuna yanıt olarak isim bilgisi ile birlikte o amiralin fotoğrafını paylaşmıştı. Belli ki whatsapp grubu içinde bulunan başka biri bunu sosyal medyaya sızdırmıştı. 

Önce Deniz Yarbay F.K.’nın savunması istendi, arkasından gemi komutanlığı görevinden alındı, kendisine ceza verildi ve pasif bir göreve atandı. Ama basında “Cübbeli Amiral” olarak adlandırılan ve anlamlandırılan Tuğamiral Mehmet Sarı işin peşini bırakmadı ve emekli olduktan sonra Deniz Yarbay F.K. hakkında suç duyurusunda bulundu. Her ne kadar hukuken aynı suça iki defa ceza verilemeyeceği gerçeği önümüzde olmasına rağmen, Milli Savunuma Bakanlığı’nın baskısı ile tekrar soruşturma izni verildi. Dava, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1.İdare Dava Dairesine gönderildi. Sonrasında mahkeme suçun nevi nedeniyle davayı Cumhuriyet Savcısı onayı ile askeri suçların bakıldığı mahkemeye sevk etti, hazırlanan iddianame kabul edildi ve bahse konu Deniz Yarbay F.K., Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından açığa alındı. 

Deniz Yarbay F.K. FETÖ’nün Hedefindeydi

Bu subayla beraber çalışmadım ve tanımıyorum. Ama bugün için emekli durumda olan komutanlarıyla konuştum. Elde ettiğim sonuç; Deniz Yarbay F.K.’nın cumhuriyetçi, Atatürkçü, çağdaş, çalışkan ve başarılı bir subay olduğuydu. Bir diğer özelliği ise 15 Temmuz 2016’dan sonra FETÖ ile mücadele için kurulan birimde çalışan ve aktif rol alan bir subay olmasıydı. Bu yüzden bu subay, hala firari durumda olan FETÖ mensupları tarafından yönetilen sosyal medya hesapları üzerinden açıkça tehdit ediliyor. 

MSB; “Cübbeli Amiral”in resimlerinin “Veryansın” haber sitesinde yayınlandığı 25 Mart 2021 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak uzun süre sessizliğini korumuş, olay kamuoyu gündemine oturmasına ve tepkiler oluşmasına rağmen o amiral hakkında hiçbir şekilde işlem başlatılmamış. Hatta oluşan disiplin suçu nedeniyle MSB’ye verilmek üzere hazırlanan savunmalar dahi verilmemiş. 05 Nisan 2021 tarihinde, Cumhurbaşkanın “TSK’nın disipliniyle bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız” açıklamasından sonra MSB, konuya ilişkin olarak tahkikat başlatıldığını bildirmiştir.

Nur Cemaati Kurtoğlu Kolu

MSB, önce Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) yapacağını Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bildirmiş ve hazırlık yapılmasını emretmiş olmasına rağmen, sonrasında YDK’yı iptal etmiş ve 2021 YAŞ kararları ile “Cübbeli Amiral” emekli edilmiştir. Zaten mesleki gelişim paterni ve sınıfı olarak da terfi etme imkanı yoktu. Basında yer alan iddialara göre –tabii ki eğer doğruysa- E. Tuğamiral Mehmet Sarı, Nur Cemaati’nin Kurtoğlu koluna mensuptu. Fark ettiniz mi bilmem; “Cübbeli Amiral”in diğer bir özelliği de FETÖ tarafından şimdiye kadar hiç hedef alınmamış biri olmasıydı. Ailesi ile birlikte mutaassıp bir görüntü içinde olması da onu iktidarın azami müsamahasına mazhar kılmış.

“Cübbeli Amiral”e hiçbir disiplin cezası verme, ama resmini kapalı bir whatsapp grubunda sınıf arkadaşlarını bilgilendirmek için paylaşan Atatürkçü ve başarılı bir subaya hem disiplin cezası ver hem de bu subayı hukuka aykırı olarak, ihraç edilmek üzere mahkemeye ver. Bir de bu “Cübbeli Amiral” haberini Türkiye’deki haber sitelerinden alan Yunanistan’daki bir haber sitesi nedeniyle casusluk iddiasında bulun. Aynen FETÖ’nün casusluk kumpasları gibi!

Yolsuzluğu Yapanın Değil, Ortaya Çıkaranın Cezalandırılması Gibi!

“Cübbeli Amiral”; mesai saatinde bir cemaat evine gidiyor, fotoğrafı cemaat mensupları tarafından çekiliyor, hatta poz veriyor, oraya giderken kendisine resmi işlerde kullanması için tahsis edilen hizmet aracını ve şoförünü kullanıyor, TSK İç Hizmet Yönetmeliği ve TSK Kıyafet Yönetmeliği’ne yönelik ihlaller yapıyor, resmi üniforması üzerine cübbe ve sarık gibi aksesuarlar takıyor ve hiçbir ceza almıyor ama bu disiplinsizliğin ortaya çıkarılmasında küçük bir katkısı olan cumhuriyetçi, Atatürkçü ve başarılı bir subayı TSK’dan ihraç etmeye çalışıyorlar. “Teşbihte hata olmaz” derdi büyüklerimiz. Bu olay; aynen yolsuzluk yapanın değil, yolsuzluğu ortaya çıkaranın cezalandırılması örneğine benziyor. 

4 Nisan 2021 tarihinde 103 Amiralin yaptığı duyuru içinde iki önemli hassasiyet vardı. Birincisi; Türkiye’nin egemenliği ve güvenliği için yaşamsal derecede önemli olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin korunması, ikincisi ise “Cübbeli Amiral”in yol açtığı endişelerdi. Çünkü 15 Temmuz 2016’da darbe girişimini cübbeli, sarıklı, takkeli askerler ve siviller yapmıştı. O askerlerin bulundukları yerlere gelmesinin de en büyük sorumlusu siyasi iktidardı. Buna dikkat çeken, bir daha darbe olmasın diyen askerlere kumpas kur, hatta 10 Amiralin evine şafak baskını yaptır ama cübbeliyi koru. Olacak iş değil!

Hükümet Olmak, İktidar Olmak Değildir

15 Mayıs’tan itibaren Türkiye’yi demokratik bir hukuk devleti çizgisine getirmek, keyfiliğe son vermek, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçebilmek, devlet aklını egemen kılmak, tahrip olan devlet kurumlarını ayağa kaldırmak için çok zorlu ve uzun soluklu bir sürece ihtiyaç var. Bir sorun bir günde oluşmadıysa; bilinmeli ki bir günde, bir yılda çözülmez. Özellikle Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nda ehil, mücadeleci, cumhuriyet ve demokrasi değerlerine yürekten bağlı liderler ve insanlar eliyle restorasyonuna çok ihtiyaç var. Aksi, ülkemizin geleceği için çok kötü olur. Hükümet olmak, iktidar olmak değildir. İktidar olmak, muktedir olmayı gerektirir. Bu bir şeyi yapabilme gücüdür. Yoksa altınızdaki halıyı kısa sürede çekerler, haberiniz olmaz. Ahlar, vahlar ve pişmanlıklar da fayda etmez. 

Sevgili Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Kırmızı Kedi Yayınevi’nden piyasaya çıkan “SS” başlıklı kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. 

Türker Ertürk

 

Exit mobile version