BU ÜLKEYİ BİZLER DE YÖNETTİK LAKİN HER ZAMAN HOŞGÖRÜLÜ OLDUK.!

20250130_141214-COLLAGE

Bunun da hiçbir zararını görmedik.!

9’ncu Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’i seversiniz ya da sevmezsiniz bu sizin demokratik tercihinizdir, her zaman saygı duyarım.

Bizlere bu duyguyu aşılayan rahmetli Demirel’de görüş ayrılıklarına hep saygı duyardı ve bunu demokrasinin önemli kilit taşı olarak görürdü. Bu yüzden de kendisine karşı yapılan en ağır eleştirilere bile büyük bir sabırla tahammül gösterir, tek bir söz dahi etmez ve her zaman tebessümle karşılardı. Bilakis eleştireni baştacı eder hoşgörünün ehemmiyetine vurgu yaparak topluma kardeşlik ve uzlaşı mesajı verirdi..

Bunu daha iyi anlayabilmeniz ve ülkeyi yönetenlere ibret olması için sizlerle eski dostum ve hemşerim rahmetli Levent Kırca’nın kendi kaleminden neşrettiği bir anıyı paylaşmak istiyorum..

İşte o ders alınası anı!
**
Levent Kırca:

Süleyman Demirel Başbakan.

‘Gereği Düşünüldü’ isimli bir müzikal oynuyoruz.

Yer yerinden oynuyor. İnanılmaz ilgi görüyor.

Yenikapı’daki Hürriyet çadırında
günde 3.500 kişiye oynuyoruz.

Sert bir kış, çok kar yağdı. Çadırın bir kısmı çöktü. Oyunlar durdu. Çadırı onarıp yeniden başlamam lazım.!

Ancak para gerekiyor. Kredileri de bankalar bu kadar kolay vermiyor.’

Başbakan Süleyman Demirel’den randevu aldım. Kendisiyle Başbakanlık konutunda buluştuk.

Durumu anlattım. Yardımcı olun da bir bankadan kredi çekeyim’ dedim.!

Dedi ki, ‘Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün.’

‘Müsaade edersen bu parayı sana ben ödeyeyim. Geri vermene de gerek yok.’

Telefonu kaldırdı, Kalem-i Mahsus Müdürü’ne, ‘Bana çek defterimi getir’ dedi.

Söz konusu paranın miktarı, o günkü
1 trilyon (bu günün 1 milyonu) civarında idi.

Süleyman Bey’le karşılıklı oturuyoruz.
Çaylarımızı yudumluyoruz ve çek defterinin gelmesini bekliyoruz.

Ben düşünüyorum.! Ve kararımı verdim Süleyman Demirel’e dedim ki,; ‘Eğer darılmazsanız ben bu parayı sizden alamam.’

“Neden?’ dedi.
‘Ben sizinle aynı görüşte değilim. Üstelik
böyle bir para sizi eleştirmeme mani olur..!’

Demirel bana, ‘Bugüne kadar oynadın.
Beni yerin dibine soktun, sana mani mi olduk?’

‘Al parayı git gene oyna’ dedi.

Nezaketine teşekkür ettim. Parayı almadan Başbakanlık konutunu terk ettim.

Kardeşi Hacı Ali Demirel’i arayıp bu davranışımdan ötürü, bana hayran kaldığını belirtmiş.

Daha sonraki yıllarda eşi Nazmiye
Hanım’la gelip bütün oyunlarımızı seyretti.

Açtığım tiyatroların açılışlarını yapıp kurdelesini kesti.

Farklı bir hoşgörüye sahipti. Birkaç kez hastalanıp hastaneye yattım. Beni ilk arayan o oldu.

Oynadıklarım, ona karşı eleştirilerim nedeniyle ne bana dokundu ne de yasaklama getirdi.

Dahası Cumhurbaşkanıyken, ‘Olacak O Kadar’ programı için ‘Türkiye’nin
gerçeklerini yansıttı ve ülke gündemine katkı sağladı’ diyerek beni ‘Devlet Sanatçısı’ yaptı..
**

Kıssadan hisse!

Umarım ders alınır..

Dr. Vecdet Öz

Exit mobile version