Bir hizmet ya da ürünün satışından sonra, bu satışı gerçekleştiren kişiye ya da aracıya ödenen bir bedelin adıdır, komisyon!
Öncelikle TBMM’DE kurulacak KOMİSYON nedir, yasal dayanağı var mıdır?
TBMM’de her isteyen Parti Komisyon kurabilir mi?
TBMM’de bir Komisyonun resmiyet kazanması için YASA İLE kurulması gerekir. Öcalan denen Bebek Katili ve onun yeni dostu Abdullah Dewlet Bahçeli istedi diye komisyon kurulursa, bu “Yasak Savmak” için kurulmuş dandik bir Komisyon olur…
TBMM’nin kuracağı bu komisyonun amacı, yıllardır devlet tarafından yapılan terörle mücadeleyi basitleştirmek, yaşadığımız acıları, kayıplarımızı unutturmak, Küresel Çetenin planlarını içerdeki hainler kanalıyla uygulamaktır.
Türk Milleti şu konularda net olarak aydınlatılmalı, gerçekleri bilmelidir!
-PKK Narko-Terör Örgütü gerçekten silah bırakmış mıdır?
-PKK Narko-Terör Örgütü kuruluş ideolojisinden, örneğin statü talebinden
vaz geçmiş midir?
PKK Narko-Terör Örgütü ne silah bırakmıştır, ne de ideolojisinden vazgeçmiştir. Şimdilik ihanetine Suriye üzerinden devam etmektedir.
Böyle bir durumda PKK Narko-Terör Örgütünü “Anlamak” adı altında komisyon kurmak, Şehitlerimize, Gazilerimize, Türk Bayrağına, Türk Vatanına ihanettir…
Bu Komisyon, yumuşamanın-normalleşmenin ilk adımıdır.
Yani çözüm süreci denen ihanet sürecinin ilk adımıdır.
Bu komisyona katılan her siyasi parti, bu ihanetten eşit olarak payına düşeni alacaktır.
CHP, iddia edildiği gibi Atatürk’ün kurduğu parti ise, iddia edildiği gibi Ulus Devlet ve Üniter Yapıya inanıyorsa, Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünden yana ise, bu komisyona asla katılmamalıdır.
CHP, eğer bu Komisyona katılır ve AKP-MHP-DEM-HÜDA PAR ile beraber resim verirse, isterse oradaki kararların tümüne ret oyu da versin, Türk Milletinin gözünde bu Cumhuriyet düşmanlarıyla aynı safta olacaktır!
Haa, bu arada CHP, bu İhanet Komisyonuna katılıp, KOMİSYON olarak İmamoğlu’nun tahliyesini alsa bile, ne CHP eski CHP olacaktır, ne de İmamoğlu, eski İmamoğlu olacaktır.
Olacak olan şudur;
Türk Milletinin gözünde CHP, DEMLENMİŞ CHP, Ekrem İmamoğlu da, Hocaefendi İmamın Oğlu olarak kalacaktır…
Bir tarafta T.C. Devleti ve Atatürk Cumhuriyeti, diğer tarafta Siyasal Ümmetçi Türkiyeli Devleti Hanedanlığı…
Not;
Rize’de yaptığı DOĞRU HABER yüzünden gözaltına alınan Gazeteci dostumuz Şenol Öksüz tahliye olmuştur. Kendisine tüm DOĞRU Partililerin geçmiş olsun dileklerini sunarız.
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
BUNLARLA MI ?
Bundan böyle biz AKP-MHP-DEM beraber yol yürüyeceğiz! (RTE)
Recep Tayyip Erdoğan;
-Türk Milleti ve Türk Tarihi önünde, uyacağına ve koruyacağına namusu ve şerefi üzerine YEMİN ettiği Anayasamıza uyar mı?
-Hukuk sisteminin BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ işlemesini ister mi?
-Laiklik İlkesine inanır ve uygular mı? (AYM Mahkum etti)
-Sosyal Devlet İlkesine inanır mı? Serveti şaibeli midir?
-Şeffaf ve hesap verebilir (Kuvvetler Ayrılığı) bir yönetim sergiler mi?
-Atatürk İlke ve Devrimlerini içselleştirmiş midir?
-Demokrat mıdır, Siyasal İslamcı mıdır! (İhvancı)
-2 kez (Kolon Kanseri) operasyonu geçirmiş, Epilepsi Hastası mıdır?
-ABD-İSRAİL projesi olan BOP’UN Eşbaşkanı mıdır?
Dewlet Bahçeli;
-Üzerine YEMİN ettiği Anayasaya uyar mı? (AYM Kapatılsın dedi mi?)
-Hukuk Sisteminin BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ işlemesini ister mi?
MHP’li Avukatlardan binlercesini Mülakat rezilliği ile SAVCI yaptırdı mı?
-Atatürk İlke ve Devrimlerine yürekten inanır mı?
-Demokrat mıdır yoksa KUNDAKTAN-KEFENE kadar Genel Başkan mıdır?
-Görevini yürütecek kadar sağlıklı mıdır? (Kendi de yürüyemiyor)
Abdullah Öcalan;
-54 BİN insanımızın hayatını çalan, Türkiye’yi doğrudan 300 Milyar Dolar, dolaylı olarak yaklaşık 2 Trilyon Dolar zarara uğratan, bir yaşındaki bebeğin vücuduna onlarca kurşun sıktıran, gençlik yıllarında kullandığı KOKAİN yüzünden beyni pelte gibi olmuş bu cani, insan mıdır?
Aziz Türk Milleti;
3’ü de hasta, yaşlanmış (RTE=71, DB=77, AÖ=76 yaşında) gerçek demokrasi ile tanışmamış, ikisi ABD ve İngiltere’nin, diğeri çok sayıda Terör Devletinin İstihbarat Örgütlerinin “Emir ve Komuta Merkezlerinin” etkisinde olan, hayatları boyunca BİR tane olsun, insanlığa hizmet edecek kişisel ESER bırakmamış bu kişiler mi, Türk Milletine YENİ ANAYASA yapacak?
Bunlar mı, Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu T.C Devletini ve Cumhuriyeti yıkıp, yerine İSRAİL’İN köpeği olacak, eyaletlerden oluşan bir ÜMMET DEVLETİ kuracaklar?
Ne oldu ki?
Türk Milleti olarak, savaştık da PKK’ya mı yenildik?
Türk Vatanı, Irak-Suriye gibi ABD tarafından işgal mi edildi?
Türk Ordusu, korumak zorunda olduğu vatanı, aynen Irak-Suriye’de olduğu gibi, Komutanları eliyle sattı mı?
Aziz Türk Milleti;
Ülkemizin Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının, Barzani eşkıyasının Rudaw TV’ye verdiği demecini dinlediniz mi? Özetle; DEM-Davutoğlu-Babacan gibi kımıl zararlılarından asla vazgeçmeyen Genel Başkan;
-Süreci destekliyoruz. Süreci engellemeyiz!
-Ana Dilde Eğitim ve Öğretimi destekleriz!
-AB Yerel Yönetimler Özgürlük Şartını destekleriz, dedi!
Şu soruyu lütfen, her türlü siyasi düşüncenizi bir kenara bırakıp, kendinize sorun;
Sanki ülkede demokrasi, Anayasal düzen, Hukuk Devleti varmış gibi,
“Dinci-Kafatasçı-Irkçı” yönetimle, yani bunlarla, nasıl mücadele edeceğiz?
Soruyu bir de başka türlü soralım;
Tamam, bizler bu yolda sonuna kadar varız, ama kimler bizimle beraber olacak?
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
DEFOLU İKTİDARLAR BOYUN EĞER!
Siz hiç, kendi vatanlarının özgürlüğü için mertçe savaşmış bir ARAP yönetimi gördünüz mü?
Ya, kendi vatanlarını kurmak için, mertçe savaşmış bir Kürt yönetimi gördünüz mü?
Ya da, vatanlarını kurmak ve korumak için, mertçe savaşmış bir Ümmet gördünüz mü?
Siz hiç, Küresel Çete diye adlandırdığımız emperyalist devletlere karşı çıkmış, onların sömürgesi olmayı reddetmiş ve bu uğurda milleti için ölümü göze almış bir Arap-Kürt Lider veya dini bir grubun liderini
gördünüz mü?
Göremezsiniz! Neden mi? Hiç yoktur da ondan!
Peki, Ülkesini soymuş, Anayasasını, demokratik rejimi ve hukuku çiğnemiş, ekonomik olarak kendi boğazına takılan yuların ucunu Küresel Çetenin eline vermiş bir yöneticinin önceliği, ülkesinin çıkarlarına değil de, emperyallerin eline vermiş bir lider gördünüz mü? Elbette görmüşsünüzdür. Sorum şu;
Siz hiç, Tek Adam-Faşist Dikta yönetimine sapmış, seçimlerde hile yaparak millet iradesini çalmış bir liderin YATAĞINDA HUZUR İÇİNDE ÖLDÜĞÜNÜ gördünüz mü?
Güney Amerika’dan- Ortadoğu’ya, Rusya’dan-Uzak Doğu’ya, Kafkaslardan- Afrika’ya kadar araştırın bulamazsınız…
Peki, bu sepetlerden yaşayanlar, tesadüfen ülkelerinde iktidar olanlar neden ATATÜRK’Ü sevmezler bilir misiniz?
Kendilerinde bulunmayan “ÖZGÜVENİ-CESARETİ-BİLGİYİ-VİZYONU- Türk Milletine olan SEVGİYİ-SAYGIYI, Atatürk’te gördükleri için…
Halbuki, kendisine bir parça saygısı olan biri, başkasını kıskanacağına, kendi eksiklerini tamamlamaya çalışmalıydı…
Size bir örnek vermek isterim;
ABD Ankara Büyükelçisi Barrack ve Bebek-Kadın Katili Netanyahu açıkça ve hiç utanmadan Türk Milletinin KİMLİĞİNİ nasıl tartışabiliyorlar?
Saray ve Bahçeli bu densizliği görmezden gelip, Türk Milletine şunu diyor;
“Yeni bir Milli Kimlik oluşturacağız! Siz kendinizi Türk Milleti zannediyordunuz, oysa siz Türk-Kürt-Arap Ümmetisiniz. Siz Anasır-ı İslam’sınız. (Bir çok milletten oluşan Müslümanlarsınız)
Bundan böyle sizi Osmanlı Eyalet sistemine göre yöneteceğiz. Barajlı olan Genel Seçimle oluşan meclise KURUCULUK vasfı vererek, size yeni bir Anayasa yapacağız.”
Şimdi de biz Saraya ve Ortağı Bahçeli’ye soruyoruz;
Hangi hakla, hangi yetkiyle yeni Anayasa yapacağız diyorsunuz!
Mevcut Anayasayı nasıl ve neye göre kaldıracaksınız? 15 Temmuz gibi bir darbe mi yapacaksınız?
Bu kadarı olmaz. Bu sıkleti hiçbir terazi çekmez!
Yapılması gereken ne ise, ne tür bir fedakarlık isteniyorsa, Cumhuriyete ve Demokrasiye sahip çıkmak için her şeyi yapacağız.
Bunun için tatlı dil-anlatmak-konuşmak gerekiyorsa yaparız!
Amma Türk Milletinin kutsal değerlerine saldırı devam ederse ve Küresel Çetelerin elemanları gibi çalışmaya devam olunursa, Yumruk olmaksa-yumruk, Şimşek olmaksa şimşek, Yıldırım olmaksa yıldırım olur, Türk’ün düşmanlarının tepelerine bineriz.
Binlerce yıllık deneyim nedeniyle edindiğimiz bütün laik demokratik, askeri, diplomatik ve kültürel birikimi iktidar olmak için toplayarak, yeni bir KURUCU İRADE oluştururuz. Bunun çalışmalarına çoktan başladık bile…
Kafanıza silah dayanmış ve sizden teslim olmanız isteniyorsa önünüzde iki yolunuz vardır.
Ya teslim olup köleliği kabul edeceksiniz, Ya da silah tutan eli kıracak ve o silahı alacaksınız! Başka yol da yok, sizden başka yapacak kimse de yok…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
BİRİ KÜRT BİRİ ALEVİ OLSUN!
MHP Genel Başkanı Abdullah Dewlet Bahçeli, MHP’li Milletvekilleriyle yaptığı kapalı toplantıda; “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olmalı! Bunlardan biri Kürt, diğeri Alevi olmalı” şeklindeki sözleri çok tartışıldı.
Bu sözleri yeni, ülkesinin tarihini bilmeyen acemi bir siyasetçi söylese,
amacının “Kardeşliği pekiştirmek ve Alevi ve Kürtlerin bürokrasiden dışlanmamasını vurgulamak” için söylendiği kabul edilebilir.
Ama, neredeyse kundaktan-kefene kadar Genel Başkan olmuş, ortağı olduğu hükümetin 23 yıldır bir tane bile Alevi kökenli Vali atamamış, yaşlı ve hasta biri bunu söylüyorsa, üstelik o ağız daha dün 54 Bin İnsanımızın yaşamını, doğrudan 300 Milyar Dolar, dolaylı olarak yaklaşık 2 Trilyon Dolar kaynağımızı çalan Bebek Katilini, TBMM’ye davet eden ağız ise, dikkatle düşünmek zorundayız…
Eleştirilerimizi yazmadan önce, CB Erdoğan’ın son deyişini, Bahçeli Dayıya hatırlatalım. Erdoğan “Türk-Kürt-Arap hep beraber ÜMMET olacağız” dedi.
Bahçeli, 2 CB Yardımcısının birinin Alevi, diğerinin ise Kürt olması gerektiğini söylemişti. Tamam da Araplar ne olacak? CB Erdoğan’ın “Her derde deva” olarak gördüğü aşure benzeri bu karışımda Arap olmazsa tadı olur mu?
Kürtleri Öcalan (Kendisi Kürt değildir. Kürtçe bilmez. Gerçek adı Artin Apopyan’dır. Yani Ermeni’dir. PKK’nın silahlı militanlarının yarısının Ermeni oluşu bundandır) Alevileri Kılıçdaroğlu, temsil edecek. Ya Araplar?
Bence en uygun isim, Vali-İçişleri Bakanı olmuş, 17/25 Aralık olaylarında,
Reza Zarrab’ın önüne yatmakta en güzel pozu veren “Muammer Güler” yani Boyunsuz Muammer olabilir.
Buraya kadar tamam, herkesi yerine oturttuk. Ya Türkler ne olacak? Kendisini Türk hissedenlerle birlikte, ülkede 75 Milyondan fazla TÜRK var.
Eh Türkleri de CB Erdoğan temsil etsin diyeceğiz ama, o “Ben Gürcü’yüm” diyor. Türkler orta yerde dımdızlak kaldılar mı? Ne yapalım yani, Türkler ya kaderlerine el koysunlar, ya da kendilerine başka bir yurt bulsunlar!!!!!
Aziz Türk Milleti;
-Erdoğan ve Bahçeli’nin önerdikleri model, bu tür bir modelin ülkeyi etnik ve mezhepsel temelde ayrıştırabileceği yönündedir. Lübnan-Irak gibi ülkelerdeki “Kimlik Kotaları” sisteminin ülkeyi istikrarsızlaştırdığı ve böldüğü örnekleri defalarca görülmüştür. Bu öneri, Türkiye’nin bütünlüğü yaralayacak, çok mahzurlu ve çok tehlikeli bir öneridir.
-CB Yardımcılığı gibi önemli bir makamın etnik veya mezhepsel kimlik üzerinden belirlenmesi, liyakat ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Kimliklerin değil, bireysel yetenek ve donanımın esas alınması şarttır.
-Kürt ve Alevi kimliklerini siyasi bir araç olarak kullanmaya kalkarsanız, veya belli etnik köken veya mezhebe sahip toplulukların problemlerini, tek başına TBMM’ye getirip tartışmaya açarsanız, ülke bütünlüğüne zarar verirsiniz.
Yapılması gereken, ülkedeki DEMOKRATİK STANDARTLARIN gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmaktır. Yoksa Anayasanın tanınmadığı, Hukukun katledildiği,
Yolsuzlukların tavan yaptığı, Özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkede, sadece bir etnik kökenin veya mezhebin demokratik haklarını yükseltseniz ne olur, yükseltmeseniz ne olur…
-Bahçeli’nin bu önerisi, T. C Devletinin yüz yıllık VATANDAŞLIK TEMELİNİ ve Atatürk’ün emanet ettiği Ulus Devlet-Üniter Yapı- Laik ev millet temelli devlet anlayışını ortadan kaldırabilecek kadar tehlikelidir.
Bu tip önerileri, emir ve komuta merkezleri yurtdışında olan satılmışlar yapar…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
SARAYIN AKILLILARI!
Semra Özal, iş dünyasının patronlarının onun etrafında pervane olduğu “Papatyalar” döneminde, basını bilgilendiriyordu!
Yarım metreden uzun ağızlığına sigarasını takmış, içkisini yudumlarken gazetecilere şöyle dedi; “Bizim de soyumuz Saraydan gelir!
Yalaka medya, ertesi gün haberi manşetten verdi;
“Semra Özal, bizim soyumuz Saraydan gelir” dedi.
Sayın Cindoruk ile birlikte parti çalışmaları için seyahatteyiz. Gazeteciler bu haber için ne düşündüğünü sordu!
Cindoruk; “Aileyi tanırım, Semra Hanımın dediği doğrudur. Annesi ”GalataSARAY Hamamında natır dı!” Saraylılığı oradan gelir!
Beştepe’deki kaçak ve ah’lı Saray’da da soyu Saraydan gelmeler var!
Mehmet Uçum bunlardan biridir. Türkiye Komünist Partisinde çalıştı.
İstanbul’da iş takibi yaptı. Kılıçdaroğlu ile birlikte TESEV’de çalıştı.
AKP’ye kapağı attı. 1. Çözüm Süreci denen İHANAT SÜRECİNDE Akil Adam olarak çalıştı. Kars MV oldu. Hala Saray’da danışman olarak çalışır. Kendisini Hukuk allamesi zanneden bir KAÇAK SARAYLIDIR.
Kaba üslubu, yerini bilmeyişi, AKP’li Bakan ve Milletvekillerine hakarete varan sözler söylemesi, suyunun ısındığının belirtisidir. Yakında Pergola Fahrettin’in yanına gider…
TKP yetiştirmesi Danışman diyor ki;
“CB Erdoğan’ın bir kez daha aday olması için YENİ ANAYASAYA veya mevcut Anayasayı değiştirmeye ihtiyaç yoktur. Mevcut Anayasada zaten bu konuda imkan vardır. İstisnai Adaylık dediğimiz bu imkan TBMM’nin 7 Mayıs 2028’de yapılması gereken genel seçimlerden belli bir süre önce alabileceği, seçimlerin yenilenmesi kararıyla devreye girer.
Örneğin 2027 yılının son çeyreğinde veya 2028’in başında, TBMM en az 360 MV oyuyla seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa ve CB Erdoğan da tercih ederse, SON KEZ ADAY OLUR…”
Hukuk Tarihinde, Bademler kadar HİLE YAPMAK için Anayasa ve Yasaların
arkasından dolaşan ve hile yapacağını önceden söyleyen bir yaratık türü yoktur. Nedenine gelince, bu türde utanma duygusu yoktur!
Gelin beraberce doğruları görelim!
Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanununun (6271-3 Md) der ki;
“Bir kimse en fazla İKİ DEFA Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının İKİNCİ DÖNEMİNDE, Meclis tarafından SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı BİR DEFA DAHA aday olabilir…
Erdoğan’ın 1. Defa aday olup seçildiği tarih; 10 Ağustos 2014
Kendisine YSK Başkanı ve 10 Üye tarafından verilen imzalı ve mühürlü
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan 12. Türkiye Cumhurbaşkanı
olarak seçilmiştir” Mazbatası takdim edilmiştir.
Görevde kaldığı süre; 4 Yıl 10Ay 15 Gün..
https://hizliresim.com/oqlga0x (1. Mazbata)
Erdoğan’ın 2. Defa aday olup seçildiği tarih; 24 Haziran 2018
Kendisine YSK Başkanı ve 10 Üye tarafından verilen imzalı ve mühürlü
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan 13. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir” Mazbatası takdim edilmiştir.
Görevde kaldığı süre; 4 Yıl 11 Ay…
https://hizliresim.com/6r3tgub (2. Mazbata)
Erdoğan’ın 3. Defa aday olup seçildiği tarih; 28 Mayıs 2023
Erdoğan’ın 14. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçildiğinin belgesi olan Mazbata, YSK tarafından NUMARASIZ (Kaçıncı Cumhurbaşkanı olduğu belirtilmeden, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a takdim edilmiştir.
Görevde kaldığı süre; 4 Yıl 11 Ay 4 gün…
https://hizliresim.com/4av8b9x (3. ve en son Mazbata)
Aziz Türk Milleti;
Gördüğünüz gibi, Erdoğan tam ÜÇ Kez seçilmiştir. Türkiye’nin 14, Cumhurbaşkanıdır ve bir daha aday olması mümkün değildir…
Yıllardır, T.C Devletinin çökertilmesine karşı, Küresel Çetenin yerli işbirlikçilerinin “Hukuk Oyunlarıyla” mücadele ediyoruz. Bu konuda YSK’ya itirazlarımızı yaptık. Reddedildi. Red gerekçesi, tam bir Hukuk Cinayetidir.
Tüm ısrarlarımıza rağmen CHP, itiraz dahi etmedi. YSK’ya baskı ile suç işletildi. Önümüzdeki dönemde tümü yargılanacak.
TKP yetiştirmesi danışmanlar, bundan böyle adımlarını bilerek, hesaplayarak atsınlar. Türk Milleti, bu emperyal oyunu bozacaktır.
Tıpkı Sevr’i yıkıp, LOZAN’I tüm dünyaya kabul ettirdiğimiz gibi…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
YÖNETİMSEL YETERSİZLİK
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Atatürk ve İnönü için “İKİ AYYAŞ” demişti!
Erdoğan’ın YAŞ İÇKİ konusunda hiçbir bilgisinin olmadığına eminim. Çünkü ömrü boyunca hiç içmediğini söylüyor. Elbette doğrudur!
Fakat KURU İÇKİ yani OT konusunda bilgi sahibi olduğunu biliyorum.
Yeğeni Mehmet Erdoğan (Şimdi çok büyük bir işadamı olmuş) 50 kilo esrarla
yakalandığına Hakim Huzuruna çıkarıldı. Hakim M. Erdoğan’a sordu;
-Hakim; Anlat bakalım! Nasıl oldu bu iş?
-M. E; Ben içiciyim Hakim Bey. Satıcı değilim.
-Hakim; Oğlum, 50 kilo esrar ile yakalanmışsın! Nasıl içicilik bu?
-M. E; Hakim Bey, 22 yıldır içerim. Bir de stoklu çalışmayı severim…
AKP Genel Başkanı Erdoğan, yeğenini bu illetten kurtarmak için çok uğraştı!
OT ile yakınlığı bundandır diye bilirim.
Aziz Türk Milleti;
Bazen sizi anlamakta güçlük çekiyorum. Elinizden Vatanınızı-Özgürlüğünüzü-Cumhuriyetini- çocuklarının ve torunlarının haklarını alıyorlar, sanki dilinizi yutmuşsunuz gibi susuyorsunuz. Duvardan ses geliyor, sizden tık yok.
Ben yine ve yeniden, her zaman olduğu gibi, sizin derdinizi dert edinip, aşağıdaki cümleleri kuran yöneticilerimizin akıl sağlıkları ile ilgili bir araştırma yaptırmaktayım.
Türkiye’nin en yetkin üç Psikiyatrına, ülkemizi yöneten İKİ HASTA ve HUYSUZ ihtiyarın faklı zamanlardaki BELGELİ demeçlerini gönderdim. Önümüzdeki hafta yapacakları konsültasyon sonucu bir karara varırlarsa bana bildirecekler, ben de sizlere paylaşırım.
Bir de, Mafyanın Dubai Temsilcisi Sedat Peker’in “Seni tasmayla dolaştıracağım” dediği kel ve süslü Sülo ’nun demecini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndereceğim. İki ihtiyara öyle sözler söylemiş ki, söyleyen, evlat olsa çekilmez…
Önce İstanbul’daki Jet Avcı Savcılara gönderdiğim, kel ve süslü Sülo’nun demecini aktarıyorum. Peker’in tasmalısı demiş ki;
“Terör Örgütünden vicdan bekleyen, VİCDANSIZDIR.”
“Terör Örgütünden ahlak bekleyen, AHMAKTIR.”
“Terör örgütünden hukuk bekleyen, HAİN oğlu HAİNDİR.”
İlk iki satır görmezden gelinse bile, üçüncü satırda Rahmetli Ahmet Amca ve Rahmetli Salih Amcaya yapılan hakaret, yenir yutulur değil gibi! Bakalım Özgür ve Bağımsız Jet Savcılar ne karar verecekler!
İhtiyar Abdullah Dewlet Bahçeli Dayı ise şunu söylemişti;
-Hiçbir NAMUSLU ve Şahsiyet sahibi ÜLKÜDAŞIM, PKK ile HDP ile, Türk’e kefen biçmek için fırsat kollayan Bebek Katili Öcalan ile yan yana gelmez, aynı hizada bulunmaz… (Üfff delikanlıya bak be! Sanki Köroğlu mübarek)
-Öcalan KURUCU ÖNDERDİR. Gelsin, TBMM’de DEM Grubunda konuşsun, Gerekiyorsa UMUT HAKKINDAN yararlansın, tahliye edilsin! (Haydaaa!)
İhtiyar R. T. Erdoğan da şunu söylemişti;
-DEM eşittir HDP! HDP eşittir PKK…
-Bizim kalkıp da teröristlerle masaya oturmak gibi, Allah göstermesin kendimizi inkar edecek halimiz söz konusu değil. (Helal olsun Delikanlıya)
-Biz, AKP-MHP-DEM en azından ÜÇLÜ olarak, beraber yürümeye karar verdik. Allah ayırmasın! (Haydaa, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?)
Peker’in tasmalısının sözleri hakaret sayılmazsa, CB Erdoğan’ın bana açtığı tüm davaları geri çekmesi gerekir. “Hain oğlu Hain” deyişi bile hakaret sayılmıyorsa, daha ben ne diyeyim ki?
Dediğim gibi, dünyada bile saygınlık kazanmış üç Psikiyatr Profesörümüz ise, İki İhtiyarın birbirleriyle yüzde yüz ters olan konuşmalarını inceleyip, bir karara varacaklar. Diyecekler ki;
-Ya, Bu çelişkili ifadeler önemli değildir. Kıvırtma bazı kişilerin genlerinde vardır. Bu yüzden görevlerine devam edebilirler!
-Yaa da, Bu çelişkili ifadeler, kişilerin benliklerinde onulmaz tahribatlar oluşturmuştur. İkilinin, akıl ve ruh sağlığında ciddi sapmalar vardır.
Bu ikili yönetemez. Derhal görevi terk etmek zorundadırlar.
Ayrıca, hastalıkları yüzünden araba kullanmaları, bekçi-polis-İtfaiyeci-berber olamayacakları zaten yasa ile sınırlanmıştır!
Hele bir rapor çıksın, ne yapacağımıza beraber karar veririz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı