BALDIRAN ZEHRİ

serdaroğlu

2013 yılı Şubat ayı!
Dönemin Başbakanı Erdoğan; “Gerekirse baldıran zehri içeriz. Siyasi hayatımıza mal olsa bile Çözüm Sürecine devam edeceğiz.”

2015 yılı 17 Eylül!
CB Erdoğan; “Çözüm süreci içinde Valilerimiz, kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği, ciddi manada PKK terör örgütüne karşı operasyonlara girmiyorlardı!”

Bu süreçte, PKK militanları serbestçe kazdıkları tünellere, siperlere el yapımı bombalar yerleştirdiler ve yüzlerce askerimizi, polisimizi, güvenlik görevlimizi şehit ettiler.
Bu çocukların kanları, Türkiye’yi o dönem yöneten AKP’lilerin ellerindedir.
Sadece tek başına bu olay, Türk Milletine bu acıları yaşatan AKP yönetiminin ve akil insanlar diye geçinen satılmışların, beraberce “Baldıran Zehri” içmelerini gerektirir…

İçtiler mi? Nerde o yürek bunlarda? Bunlar Devlet Adamlığının da, delikanlılığın da çakmasıdır!

Dilini tilkiden öğrenirsen, tavuk çalmayı sevap zannedersin!
Devlet Adamı, düşünür öyle söz verir. Verdiği sözün de arkasında durur.
O zaman herkes ona inanır.
Ama siz her adım atışınızda yalan söylerseniz, sizi seçen milletinizi değil de, Suriyeli kaçakları ve İhvan militanlarını korursanız dünyada yapayalnız kalırsınız.

Dünyada 186 devlet var. Azerbaycan ve Katar’ın dışında herkes karşımızda. Böylesine bir yönetime Türk Milleti olarak layık mıyız?
Diline ve alnına yalan ve yolsuzluk yapılmış AKP, T.C Devletini batırıncaya kadar iktidar da mı kalacak?

Muhalefet Partilerinden, erken seçim isteyen var mı? Yok!
Ben iktidar olacağım diyen var mı? Yok!
AKP’nin ya kendi kendine düşmesini ya da Erdoğan’ın ölmesini bekliyorlar!
İyi de, o zaman Türk Milletinin size neden ihtiyacı olsun ki?

Türkiye’nin aydınları, vatansever demokratları, gençleri, kadınları, sendikaları, sizler yaklaşmakta olan felaketi görmüyor musunuz? Hala susmaya devam edecek misiniz?

Ataol Behramoğlu’nun “Yunus Gibi” şiirini bilir misiniz?
Korkan varsa konuşmaya/ Anlam yükleyip susmaya,
Gerek kalmadı korkmaya/ Çünkü korkulan olmuştur.

Sesime kulak ver gülüm/Tutsaklığa yeğdir ölüm,
Nerede varsa böyle zulüm/ Çaresi isyan olmuştur…

Bizler, DOĞRU Partinin gönüllüleri, Kurtuluş Savaşımızın işareti olan “Çoban Ateşi” hareketini bir siyasi partiye dönüştürdük. Bu kez, Anayasal sınırlar içinde kalarak, kırmadan, dökmeden, incitmeden ve incinmeden “Silahsız Kurtuluş Mücadelesi” vereceğiz.

Bu mücadelede bizlere destek olun lütfen. AKP’den sizleri, bizler kurtarırız.
Başka bir çareniz var mı? Varsa söyleyin biz onlara yardımcı olalım.
Türk Milleti, hala Atatürk’ün ismi üzerinde tartışan CHP’ye mi ümit bağlayacak?
Yoksa, son kongresiyle tamamen (MHP 2) olan İyi Parti ye mi?

Hala AKP’den bir ümidi olanlara sesleniyoruz;
AKP diyor ki; “Adım Hıdır, elimden gelen budur!” Ülkeyi getirdikleri durum ortada! Biz de diyoruz ki; “Meydan kaldıysa Hıdır’a, Hıdır yiye yiye kudura…

DOĞRU Partinin çıkış noktası, Büyük Önder Atatürk’tür.
Varış noktası ise, Atatürk ilke ve devrimlerinin yeniden Türk Devletine hakim, etkin olması ve gelişmiş ülkeler seviyesine gelmektir…

Bizler korkmayız. Bizler hırslarımızı aklımızın altına almayı bilenleriz.
Bizler demokratız ve vatanseveriz. Herkesi, özellikle kadınlarımızı ve gençlerimizi DOĞRU Parti saflarına bekliyoruz.

Işığın olduğu yerde gölge mutlaka olacaktır. Sizler hep ışığı takip edin.
DOĞRU Parti sizlere DOĞRUSUNU gösterecektir….

Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Eylül 2020
Rifat Serdaroğlu

Exit mobile version