Aslanlar çakal olmaz. Çakallar da Aslan olamaz. İnsanlar çeşitli hayvanların karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. Özellikle Aslan ile çakalın yaşamını insanlarla özdeşleştirerek birlikte inceleyelim.
Aslanlar, yaşamını sürdürme mücadelesini verirlerken, mevcut gücünü kullanmaya çalışır, kendi ayakları üzerinde dururken bir başkasının desteğine gereksinim duymaz, hatta kabul de etmez. Diyet ödemek zorunda kalmamalarının nedeni; yaşam mücadelesini sürdürürken öz değerlerinden ödün vermemesine ve başkalarının icazetine gerek duymamasıdır. Aslanlar kendi beslenmelerinin dışında diğer canlıları da düşünür. Asla avlandığını saklamak ya da ilerisini düşünerek gömmek, saklamak gibi bir düşüncesi yoktur. Bazı aslanlar kendi zorunluluklarını bile hiçe sayarak başkaları için yaşarlar. Yaşamaktan daha çok yaşatma sorumluluğu taşırlar. Aslanlar için yalvarma kavramı yoktur, Diğer canlılar gibi; istediğini elde etmek için entrikalarla, yalanlarla, ve kalleşlikle uğraşmaz. İlkeleri uğruna kaybedeceklerini düşünmez bile. Yıllar geçse de, yelelerine gölge düşüp beyazlaşsa da, yani ensesinin kılı ağarsa da, aç ve Sevgisiz kalsa bile asla kaybetmezler.
Sömürüsüz ve onurlu yaşam yerinde durduğu sürece kaybedilen hiç bir şey yok demektir. Çakallar için ise söylenecek fazla bir şey yok aslında, yaşamını sürdürmek için bir aslanın bıraktıklarını yeterli görürler. Genetik yapısının gereği hep bir Aslan’a gerek duyarlar, onlar için aslanlar arasında hiç fark yoktur, yeter ki bir şeyler bıraksınlar. İnsan olsa Babam sağolsun, Dedem sağolsun gibi yazılar asarlar ama…
Sonuçta tüm hayvanların gereksinimleri ve yaşam mücadeleleri benzerlikler gösterir. İçinde bulunduğu yaş dönemi ve fizyolojik yapıyı olağan karşılayıp, yaşam biçimine saygı duymak gerekir. İçinde bulunduğumuz yaşam sürecin de Aslan ve çakallar gibi davranan insanların cirit attığı çevremizde Aslan isim ve/veya soyadını taşıyanları gördükçe; neden çakalların isimlerinin insanlara verilmediğini düşünürdüm. Önemli olanın ise isimlerinin verilmesi değil, onları taşıyabilmekmiş.
Mehmet Göre