Anayasa’nın 4. maddesi iktidar ortakları ve ana muhalefeti karşı karşıya getirdi! CHP lideri Özgür ÖZEL’den HÜDA PAR’a sert tepki…

ozelden-huda-parin-anayasa-aciklamasina-yanit-mikroba-niye-hastalik-yapiyorsun-diye-soramazsin-opj2

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu‘nun Anayasa’nın 4. maddesi hakkındaki açıklamalarına tepki gösterdi.

Yapıcıoğlu’nun “Anayasa’nın 4. maddesi olmasın” yönündeki sözlerine karşı çıkan Özel, “Seçimde suskundu, şimdi konuşuyor. CHP, bu milletin birliği, bayrağı ve ezanının teminatıdır” dedi.

Özel, Yapıcıoğlu’nun seçim döneminde Anayasa’nın 4. maddesine karşı olduğunu ifade ettiğini belirtti ve bu tutumun seçim sürecinde sessiz kaldıktan sonra şimdi dile getirildiğini vurguladı.

Anayasa’nın 4. maddesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini, bayrağını, İstiklal Marşı’nı ve başkenti tanımladığını söyleyen Özel, HÜDA PAR’ın bu değerlere karşı çıktığını iddia etti. Özel, “Artık gerçekler ortaya çıktı. CHP, bu ülkenin birliği, bayrağı ve ezanının garantisidir” şeklinde konuştu.

HÜDA PAR’ı, “Hizbullah’ın TBMM’deki uzantısı” olarak nitelendiren CHP’ye göre, Yapıcıoğlu’nun 4. maddeyi tartışmaya açmasının altında, Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik bir devlet” olduğuna vurgu yapan hükmün değiştirilmesi hedefi yatıyor.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 12 Eylül’de katıldığı televizyon programında, yeni anayasa tartışmalarını değerlendirirken, Anayasa’da değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiğini savunarak, “Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil. Bu gelecek nesillerin iradesine ipotek koymadır” görüşünü dile getirdi.

Yapıcıoğlu, anayasanın dördüncü maddesinin bizzat 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından kaleme alındığını savunarak, bunu “gelecek nesillerin iradesine ipotek kopmak” olarak nitelendirdi.

Yapıcıoğlu’nun açıklamalarına CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Sizin derdiniz ilk 3 madde. Siz monarşi istiyorsunuz. Laiklikten nefret ediyorsunuz. Demokrasiden hoşlanmıyorsunuz, ümmetçisiniz” sözleriyle tepki gösterirken, soysal medya üzerinden de tepkiler büyüdü.

Yapıcıoğlu ise CHP ve kendisine tepki gösterenlere, Cumartesi günü katıldığı televizyon programında yanıt verdi.

Kendisinin Anayasa’nın ilk 4 maddesini değil, sadece “dördüncü , maddenin değiştirilmesini istediğini” belirten Yapıcıoğlu şu görüşleri savundu:

“Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. (…) Anayasada değiştirilemez maddeler olmaması demek, bütün o değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasanın 4’üncü maddesine karşıyız, tamam mı? Anladınız mı? 4’üncü madde olmasın. 4’üncü madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum.”

CHP lideri Özgür Özel, iktidarı ittifak ortağı MHP’ye de tepki gösterdi

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Yapıcıoğlu’nun “Ahmağa anlatır gibi anlattım” sözlerine “Geri zekâlıya anlatır gibi anlatalım. Taliban kafalı, gerici, 3-5 yobaz istedi diye, ne Atatürk’ten, ne demokrasiden, ne cumhuriyetten, ne de laiklikten vazgeçmeyiz” yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise bugün Balıkesir’in Susurluk ilçesinde yaptığı konuşmayla Yapıcıoğlu’na tepki gösterdi. HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı ortağı olduğunu anımsatan Özel, geçmişte ilk 4 maddeyi “kırmızı çizgi” olarak nitelendirdiği bilinen MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye de seslendi:

“Biz Anayasa’nın 4’üncü maddesine karşıyız’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti, nitelikleri, bayrağı, İstiklal Marşı ve başkenti. Atatürk, Ankara’yı başkent yapmış, Ankara’nın başkent olmasına karşılar, bayrağa karşılar. Benim HÜDA PAR’a bir sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsınız. Mikrop, mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakarım diyenler… Hele hele Tayyip Bey’in sağ kolunda HÜDA-PAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Sen bu HÜDA PAR’a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraber?”

Anayasa’nın birinci maddesi Türkiye devletinin “cumhuriyet” olduğunu hükme bağlarken, ikinci maddede bu cumhuriyetin niteliklerini şöyle sıralıyor:

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

Üçüncü maddede milli marşı, başkenti ve resmi dili tanımlanırken, “değiştirilemeyecek hükümler” başlığını taşıyan dördüncü madde bu ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğini düzenleyerek bir anlamda koruma sağlıyor:

“Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

“Yeni-sivil anayasa” talebi, 2021’den bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde.

“12 Eylül darbe anayasasından” kurtulmak gerektiğini savunan Erdoğan’ın bu çağrısına ittifak ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli, 4 Mayıs 2021’de, 2023’ü kastederek, “Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 maddelik anayasa değişikliği” teklifi ile yanıt vermiş ve taslak metni de Erdoğan’ı bizzat iletmişti. Yeni Anayasa konusunda birkaç kez çalıştay da düzenleyen AKP, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığında bir ekibe de taslak anayasa metni hazırlama görevi vermişti.

31 Mart yerel seçimlerinden sonra da sık sık yeni anayasa çağrısı yapan Erdoğan’ın bu talebi için Meclis yaz tatiline girmeden önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş harekete geçti.

Parlamentodaki siyasi partilerin liderleri ile görüşen Kurtulmuş, yeni anayasa yapımı ile ilgili siyasi partilerden “usul” önerisi istedi.

CHP yeni anayasa konusunda masaya oturmak için iktidar partisinin öncelikle “mevcut anayasaya uyması” koşulunu açıkladı. CHP, bu çerçevede, TBMM’nin Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliği düşürülen Can Atalay kararını okutarak milletvekilliğinin iade edilmesi gerektiğini savunuyor.

Cumhur İttifakını oluşturan AKP ve MHP’nin parlamentodaki sandalye sayısı Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu sağlayamadığı için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyuyor.

12 Eylül 2023’te askeri darbenin 43. yılında “yeni anayasa” çalıştayı düzenleyen AKP; Meclis’in yeni yasama yılının açılacağı 1 Ekim’den sonra da yeni bir çalıştayın hazırlığını yapıyor.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, geçen Ağustos ayında yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın talebi doğrultusunda Prof. Dr. Yavuz Atar’ın başkanlığındaki taslak metnin hazır olduğunu açıklamıştı. “

A’dan Z’ye yeni bir anayasanın Türkiye’de siyaset kurumunun hep gündeminde olduğunu” belirten Yazıcı, Ekim ayında yapacakları çalıştayla, “’Bir anayasa yapımının yol haritası nasıl olmalı? Yöntemi ne olmalı? AK Parti’nin bundaki rolü nedir?” konularında müzakereler yürütüleceğini ifade etmişti.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, siyasi partilerle yaptığı ilk tur görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada, “Partilerle birlikte ortak bulunacak olan yöntemle, herhalde önümüzdeki yasama dönemi başladığında, ekim ayından itibaren bu meselenin içeriğine ilişkin görüşmeler başlayabilir” ifadelerini kullanmıştı. Yeni anayasa ile ilgili sürecin nasıl ilerleyeceği, Kurtulmuş’un Meclis’in yeni yasama yılına başlaması sürecinde yapması beklenen açıklamayla netlik kazanmış olacak.

AK Parti ekim ayında yeni anayasa çalışmalarına başlayacak. Buna göre AK Parti Siyasi ve Hukuk İşler Başkanlığı, yeni anayasa çalışmaları kapsamında akademisyenler ve hukukçuların katılımıyla bir çalıştay düzenleyecek. Son aşamada ise çıkan rapor Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak.

AK Parti’nin, ‘sivil ve demokratik bir anayasa’ hazırlama hedefi çerçevesinde yapılan çalışmalara hız verdiği açıklandı.

Bu kapsamda AK Parti Siyasi ve Hukuk İşler Başkanlığı ilk olarak akademisyenler ve hukukçuların katıldığı çalıştay düzenleyecek.

Yeni yasama döneminin başlamasının ardından ekim ayında gerçekleştirilecek çalıştayla ‘nasıl bir anayasa olması’ ve anayasa çalışmalarının şekline ilişkin konular ele alınacak.

Çalıştaydan çıkacak sonuç rapor haline getirilecek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak.

Numan Kurtulmuş Nisan ayında Özgür Özel’le görüşmüştü

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yeni Anayasa konulu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Bugün sorun yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon, artan fiyatlar, insanları yoksullaşmasıyken biz anayasa konuşup, bir sis indirip, bu sorunları görünmez kılıyorsak, biz vatandaşın mesajını alamamış oluruz. O açıdan Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme de benim önem atfettiğim görüşmedir. Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasaya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerimizi Sayın Başkana ben de açıklıkla ifade ettim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yeni Anayasa görüşmeleri kapsamında bir araya geldi. Görüşmenin ardından değerlendirmelerde bulunan Özel, “Sayın Meclis Başkanımızı bugün ağırladık. Ben kendisini Meclis Başkanlığına aday olduğu günden itibaren, diyaloğa açık tutumundan dolayı her zaman görüşebileceğimizi, her konuyu görüşebileceğimiz söylemiştim. Bugün de bir ziyaret yaparak bizlerle görüşlerini paylaştı” ifadesini kullandı.

“Kendisi açık bir müzakere ortamı olması gerektiğini söylemişti” diyen Özel, “Biz 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıktık. Sorumluluğunun farkında olan bir partiyiz. Siyaset halkın gündemine duyarsız olamaz. Bugün insanların yoksulluk, açlık, işsizlik, güvencesizlik gibi üst düzeyde beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım” şeklinde konuştu. Özel, şunları söyledi:

“Prensip olarak ben partinin Genel Başkanı olsam da partinin yetkili kurullarında bir konuyu değerlendirmeden, doğrudan bir cevap vermeyi CHP’nin olmazsa olmaz parti içi demokrasi anlayışına ve kendimizin yönetim anlayışına uygun görmem. Sayın Başkanın bugün yaptığı değerlendirmeleri, başta MYK olmak üzere partinin yetkili organları ve grubumuzla değerlendireceğiz. Ancak şunu ifade etmek isterim, Sayın Başkana da söyledim. Bir şeyin yenisini teklif ediyorsak, örneğin yeni bir elbise alalım, giyeceksek alalım. Giymemek üzere yeni elbise alınır mı? Biz anayasaya uyacaksak, anayasayı değiştirelim. En iyisini yapalım, sonra yine uymayalım. Geçen sefer de iyisini yaptınız. Bu sözümün başkana ait olmadığını herkes bilsin. Geçen sefer de iyisi yapıldı ama yapılan o anayasaya uyulmadı. Uyulmuyor. Bir yeni anayasa konuşurken bir kere mevcut anayasaya tam uyum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik.”

“DİYALOG ZEMİNİNİ ÖNEMSİYORUZ”

“Vatandaşın sorunları ile ilgili de söyleyeceğim şudur. Anayasa tartışmaları daha önce de yaşandı. Siyasetin üzerine bir sis olarak çöküp de diğer meseleleri görünmez kılıyorsa, burada vatandaşın menfaati olmaz. Bugün sorun yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon, artan fiyatlar, insanları yoksullaşmasıyken biz anayasa konuşup, bir sis indirip, bu sorunları görünmez kılıyorsak, biz vatandaşın mesajını alamamış oluruz. O açıdan Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme de benim önem atfettiğim görüşmedir. Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasaya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerimizi Sayın Başkana ben de açıklıkla ifade ettim. Burası parlamento, konuşulan yerdir. Siyasiler el sıkışmazsa, siyaset düşmanları, demokrasi düşmanları el ovuşturmaya başlar. O yüzden el sıkışılacak, müzakere edilecek ama sorumlu olduklarımız kitleler için de müzakere edilecek. Bizim anlayışımız bu. O açıdan, bugün Sayın Başkan sizin de önünüzde, içeride de el sıkıştık. Bu el sıkışma demokrasiye inananların yapması gereken bir şey. Biz el sıkışmadıkça demokrasi düşmanları ellerini ovuştururlar, onlara gün doğar. Siyasi tarihimiz bunların bedelleri ile doludur. O açıdan bu diyalog zeminini önemsediğimizi de ifade etmek isterim.”

Exit mobile version