Teknik geliştikçe, prompter (Elektronik suflör) kullanan siyasetçilerimiz arttı! Televizyonda bir Genel Başkanı dinliyorsunuz, maşallah bülbül gibi, sular seller gibi konuşuyor! Gerçeği bilmeyen vatandaş, “Bravo be! Ne bilgili adam-kadın! Hiç teklemeden konuşuyor” diyor!
İnsanlar, o konuşmayı yazanların danışmanlar olduğunu, konuşan kişinin sadece bir okuyucu olduğunu bilmiyorlar ki!
Gerçi, iki yıl evvel Cumhurbaşkanının okuduğu konuşmanın noktası virgülüne kadar aynısının, Başbakan tarafından okunduğu da oluyordu ama, danışmanlar da bazen hata yapabilir, değil mi?
Çok zor bir coğrafyada bulunduğumuz gerçeği, Ukrayna krizini yaşadığımız bu günlerde bazı kafalara dank ettiğini umuyorum.
Bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, akıllı telefon-akıllı prompterden çok daha fazla, akıllı devlet insanına ihtiyacı olduğu net olarak görünüyor.
Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov 19 Aralık 2016’da Ankara’da öldürüldükten sonra, Putin şunları söylemişti; “Türkiye’nin mevcut siyasi kadrosunun kalitesini Atatürk görseydi, mezarında ters dönerdi!”
Milletler ve fertler olarak her geçen gün artan bir rekabet ortamında yaşıyoruz. Bu yarışta geri kalmamak için birikim ve deneyim şarttır. Yalnız kendi birikimimize deneyimimize değil, dünyanın birikimine de hakim olmamız gerekir. T.C Devletinin, bu birikime yani bu hafızaya hakim insanlarının bulunduğu yer “Dışişleri kadrolarıdır!”
Ama siz, Dışişleri kadrolarını ot biçer gibi biçerseniz, sadece partili oldukları için birikimsiz-deneyimsiz -ahlaksız kişileri Büyükelçi olarak gönderirseniz bir milimetre bile ilerleyemez, gönderdiğiniz Büyükelçilerin “İtimatnamelerinin” restoranda kabul edilmesi ayıbını yaşarsınız!
Günümüz dünyasında, özellikle kaynayan kazan olan bölgemizde, ülkelerini yönetmeye talip siyasetçilerde sadece birikim ve deneyim de yetmez.
Bunlar kadar eşdeğerde önemli bir şart ise siyasetçilerin bağımsız olmaları yani, emperyalist devletler tarafından “Rehin” alınmış olmamaları gereğidir.
Siz, usulsüz elde ettiğiniz yurtdışındaki malvarlığınız sebebiyle, rehin durumuna iseniz hem kendinizin hem de ülkenizin bağımsızlığını tehlikeye atmış ve “Kullanılacak eleman” durumuna düşmüş olursunuz!
Siz, CIA elemanı bir Cemaatin düzenlediği “Kaset Operasyonuyla” bir makama geldiyseniz, siz kendi elinizle boynunuza ilmeği geçirmiş olursunuz!
Siz, CIA elemanı bir Cemaatin maddi ve militan desteğiyle bir koltukta oturuyorsanız, oturduğunuz koltuğun bir klozetten farkı yoktur…
Devlet Adamı kendi ülkesini “Yeni-Eski” diye ayırmakla, kendi iktidarını yücelmiş olmaz. Aksine ilerde ülkesinin bölünmesinin yolunu açmış olur.
Birikimi, deneyimi, kişisel bağımsızlığı olmayan bir siyasetçi ülkesinin çok ağır bedeller ödemesine sebep olur.
Örneğin, Basit siyasi hesaplarla ülkenize 10 milyon civarında sığınmacıyı kabul eder ve bazı şehirlerinizdeki nüfus çoğunluğunun, sığınmacılar lehine bozulmasına izin verirseniz, ilerdeki zamanlarda, bir plebisit ile topraklarınızın kaybedilmesine sebep olursunuz.
Bize çok acil olarak, birikimli-deneyimli-bağımsız devlet insanları lazım.
Şimdi sizlerden ricam şudur!
İki ittifakın tüm Genel Başkanlarını gözden geçirin, kafanızda değerlendirin ve kendinize sorun; Çocuklarımın geleceği için endişe duymalı mıyım?
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 24 Şubat 2022