Bu yazıyı, İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya (Hakim-Savcılar Kurulu) 6 Ekim 2023’te “İstanbul Adliyesinde Rüşvet-İş Takibi-Aracılık-Usulsüzlük” diye yazarak gönderdiği, dilekçe kapsamında okuyun lütfen!
Şikayetçi olan bir Cumhuriyet Başsavcısı!
Görevli olarak bulunduğu Adliye’de bizzat şahit olduğu olaylarla, kendisi baş edemediğinden,
HSK’ya “Bu yolsuzluğa müdahale edin ve gereğini yapın” diye ihbarda bulunuyor!
Başsavcının şikayetinden bu yana yaklaşık 6 aylık bir süre geçti. Ne yapıldı? Hiç, hiç, hiç!
Normal bir demokratik düzende, önce Başsavcı dinlenir, iddiaları doğruysa derhal soruşturma açılır, Adalet Bakanı istifa eder, soruşturma sonucunda yolsuzluğa karışan kimler varsa, meslekten atılır ve yargılanıp en ağır cezaya çarptırılır.
Bizdeki durumu ise bir olayla anlatmaya çalışalım. Unutmayalım ki, anlatacağımız olay gibi binlercesi AKP iktidarıyla yaşandı, ve maalesef ocaklar söndü!
Ticari, siyasi rakibiniz veya bizzat malınıza çökmek isteyen iktidar tarafından düzenlenen kumpas sonucu iftiraya uğradınız ve haksız yere gözaltına alındınız;
Polis, devletin değil, iktidarın korumasındaki bir tarikatın polisi!
Sevk edildiğiniz Mahkemenin Yargıcı, üzerine yemin ettiği “Yargıç Tarafsızlığını” yitirmiş, cübbesini iktidara veya cemaatine kiralamış biri!
Birkaç sahte dijital delil, çarpıtılmış olaylar, taraflı veya parayatapar bir yargı!
C. Savcısı, yasa gereği hem şikayetçinin hem de sizin haklarınızı savunan biri değil de, dünyaya FETÖ penceresinden bakan bir Laik Cumhuriyet düşmanı!
Siz ne yaparsanız yapın, Avukatlarınız ne kadar usta olurlarsa olsunlar, yapacağınız hiçbir şey yoktur. Çünkü hakkınızda karar baştan verilmiştir.
İşte o an insanlığın, hak ve özgürlüğün öldüğü, adaletin bittiği andır.
Zaman durmuş, sanki atmosferde oksijen bitmiş, nefes alamaz hale gelmiş, kendinizi çaresizlik duygusunun kapladığı bir yerde hissedersiniz!
Hiç kimse “Bana ne, benim başıma böyle şeyler gelmez” diye düşünmesin.
Demokrasinin olmadığı yerde kişi hak ve özgürlüklerinin Anayasa’nın değil, bir kişinin iki dudağı arasındadır. Canınız da malınız da bir adet KHK veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine bakar!
Adaletin, Hukuk Devletinin olmadığı yerde ne uluslararası ticaret, ne yatırım ne de zenginlik olur! Peki, Türk Devletini tekrar kuruluş değerlerine yani, Bağımsız, Laik, Sosyal Hukuk Devletine nasıl döndürebileceğiz?
Demokratik Siyasette, tekrar kuruluş ayarlarımıza dönebilmek için Türk Milleti olarak elimizde Anayasal ne gibi araçlar var?
-STK’ların, Sendikaların, Üniversitelerin, İş Dünyasının, Sanayi ve Ticaret Odalarının böyle bir talepleri ve eylem güçleri var mı?
-Basın, Özgür ve Bağımsız mı?
-Türk Devletinin dinamik kurumları olan Yüksek Yargının, Türk Ordusunun Komuta heyetinin, Laik Cumhuriyet ve Hukuk Devleti gibi talepleri var mı?
-Esnaf ve Çiftçi kuruluşları, ülkenin bir Ortadoğu Devletine dönüştürülmekte olduğunun bilincindeler mi?
Bu soruların tümünün yanıtı HAYIR!
Elimizde mevcut siyasi partilerden başka araç yok maalesef!
Partilere bakalım;
AKP-MHP-Hüda Par-BBP-DSP-DEM-YRP-Saadet-Deva-Gelecek gibi, Ulus Devlete, Üniter Yapıya, Türklüğe karşı olan ve ülkenin Cumhuriyet değerlerine saldıran bu partilerden, Demokrasi ve Cumhuriyet için olumlu bir adım beklenir mi? Bu partilerin tamamı, başta TBMM’de Grubu bulunan Partiler olmak üzere, FETÖ’ya bulaşmamış bir tane parti gösterebilir misiniz?
Bunların hepsinin kuyrukları birbirine değer ve tamamının dış bağlantıları vardır!
Parlamento dışında kalan Partiler şimdiden dökülmeye başladılar. Değil Türk Milletini bütünleştirmek, aksine daha da bölmek için çalışıyorlar!
Ayrıca gayrimeşru para işlerine bulaşmaktan geri duramadılar.
Aziz Türk Milleti;
Bu günkü siyasi tablo tamamen senin tercihin, senin eserin.
İktidarı seçmekte yanlış yaptın ve yanlışa oy vermeye de devam ettin.
Muhalefeti şekillendirmekte de başarılı olamadın.
Bizler yani DOĞRU Partililer, Merkez ve Merkez Sağ’da konuşlanmış bir parti kurduk.
Tam Bağımsızlığa, Ulus Devlete, Üniter Yapıya, Türk Milletinin tamamını kucaklamaya
talibiz. Neoliberal ekonomik politikaları kaldırıp atacağız. Planlı kalkınma ve Karma Ekonomik modelle çalışacağız. Atatürk İlke ve Devrimlerinin Türk Devlet Yapısında yeniden etkin olmasını gerçekleştireceğiz. Türk Tarımını kalkındırıp, tarım ürünü ihraç eden ülke haline geleceğiz.
Devr-i Sabık yaratıp, Türk Milletinden çalınan paraların hesabını soracak ve tamamını hazineye teslim edeceğiz. Lütfen Ekonomik-Sosyal Programımızı web sitemizden okuyunuz.
DOĞRU Parti Siyasi sorumluluk aldığında, Diyanet İşleri Başkanlığı ve TRT Anayasal kurumlar olmaktan çıkarılacak, Tarikat ve Cemaatler ile bunların yurtları kapatılacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
17 Mart 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı