Bu antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasında ve sınırlarının netleşmesinde dönüm noktalarından biri olan, özellikle Musul Meselesini sonlandıran, Türkiye-Irak-İngiltere arasında imzalanan bir antlaşmadır.
Bu antlaşma şu temel kararları içerir;
Sınır Hattı / Petrol Gelirleri / Sınır Güvenliği
Bu anlaşmayla Musul, İngiliz mandasındaki IRAK Devletine bırakılmıştır.
Musul, neden Irak’a bırakıldı?
İngiliz Ajanı Şeyh Said’in Doğu Anadolu’da çıkardığı “Silahlı İsyan” nedeniyle, Türkiye’nin askeri ve siyasi enerjisi tamamen bu isyana yönelmiş, Musul için planlanan harekat yapılamaz hale gelmiştir.
Hangi Şeyh Said bu? AKP-CHP-MHP’nin Genel Başkanlarının onun hatırasına SAYGI duydukları İngiliz Ajanı Said!
DEM ve PKK’nın “İtibarlarının İadesini” istediği İngiliz Ajanı HAİN…
Gelelim, bu antlaşmanın günümüzü nasıl etkilediğine!
Mekan-ı cennet olsun Büyük Önderimiz Atatürk, bugün olacakları öngördüğü için antlaşmanın 5. Maddesini şu şekilde yazdırtmıştır!
Md 5; “Bağıtlı taraflardan her biri 1. Maddede belirlenen sınır çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu değiştirmeye yönelik her türlü girişimden kaçınmayı yükümlenir…”
Bu maddeyi halk diliyle açalım;
“Siz, Irak’ın bütünlüğünü ve sınırını değiştirip, 2. İsrail olarak görev yapacak
Kürt Devletinin kurulmasını gerçekleşmeye kalkarsanız, bize yani Türk Devletine, Musul, Kerkük ve Halep’e el koyma hakkımız doğar!”
İşte binlerce yıllık devlet tecrübesi budur. Ülkemizin yönetimine gerçekten MİLLİ ve YERLİ bir iktidar geldiğinde, en hassas yerlerinden Küresel Çetenin eline düşmüş bugünkü iktidarı def ettiğimiz zaman, bunların hepsi yapılabilir…
Eyy PKK elemanı DEM Parti Yöneticileri;
Sizler, hiç utanmadan bölgedeki barajlardan üretilen elektrik satışından, Gabar’daki Petrol’den, yeraltı zenginliklerimizden kendinize PAY-AVANTA istiyorsunuz ya! O konuyu açıklığa kavuşturalım!
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini siz hangi devletten savaşarak kazandınız?
-Bu iki güzide bölgemizde sizden başka etnik kökenden vatandaş yok mu?
-Siz DEM’liler; Bölgedeki Genel-Yerel Seçimlerde toplamda en fazla
%30-35 civarında oy aldınız. 142 Milletvekilinden TİP ve diğer unsurlarla birlikte 54 Milletvekili kazandınız. Kısacası, sizin Kürt Kökenli vatandaşlarımızı temsil yetkiniz YOKTUR.
Türk Milletinin birlik ve bütünlük içinde yaşama arzusunu, istismar etmeye
kalkmayın. Yakında Türk Milletine, “Vergi Tahsilatı ile Kamu Harcamaları”
dengesini anlatacağız.
Bu mali tablo, Türkiye’nin birbirine bağlı bir aile olarak yönetildiğinin kanıtıdır. Ailenin daha çok kazanan üyeleri (Marmara/Ege) daha çok ihtiyaç duyan kardeşlerinin (Doğu/Güneydoğu) eğitimini, sağlığını ve kalkınmasını üstlenmektedir. Bu durum “Ayrılık” değil ancak “Bütünlük” ile mümkün olabilecek bir dayanışmadır!
Ülkemizin hangi yöresine ne kadar Kamu Yatırımı yapıldığını tek-tek dolar bazında çıkarıp Türk Milletine anlatınca, bir arada yaşamayı değil, akıl ve vicdanlarını emperyalistlere vermiş DEM’ciler, insan içine çıkamayacaklar…
Sağlık ve başarı dileklerimle
24 Aralık 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
PEŞİN Mİ İSTERSİNİZ?
DEM denen PKK Narko-Terör Örgütünün kravatlı eşkıyaları, TBMM’ye verdikleri raporda “Yerel Kaynakların Yerinde Yönetimi” , “Bölgesel Eşitsizliğin Giderilmesi”, “Öz Kaynak Kullanımı” bölümlerinde, bölgedeki barajlarda üretilen elektrikten, Gabar Petrollerinden PAY istediklerini yazdılar!
Bu talep, yıllarca düşünülmüş, hesap edilmiş, projelendirilmiş, ağızlarının suyunu akıtmalarına sebep olmuş bir taleptir.
Tek başına bu talep bile, Kravatlı PKK’lı Bölücü DEM’lilerin, Türkiye’de
Türk Milleti çatısı altında beraberce yaşamak istemediklerini gösterir!
Bu iğrenç insanlar, öldürdükleri ve sakat bıraktıkları-yaktıkları çocuklar-kadınlar-yaşlılar-öğretmenler- mühendisler-doktorlar-askerler-polisler-korucuların yakınlarından özür dileyecekleri yerde, utanmadan öldürdükleri-yaraladıkları insanların ailelerinden PAY istiyorlar!
Hem de, yıllarca yapılmaması için propaganda yaptıkları bu eserlerinin bazılarının yapımlarını engellemek için işçilerimizi-mühendislerimizi öldürdükleri, dozerleri-greyderleri yaktıkları milli servetlerimizden utanmadan pay istiyorlar, hem de raporlarına yazarak! Verilmezse ne olacak? Yine öldürecek misiniz? Yine yakıp, yıkacak mısınız?
Aziz Türk Milleti;
Kravatlı PKK’lı DEM’ciler, ne istediklerini bile bilmezler.
Cumhuriyetin, vatan sathına hangi eserleri serpiştirdiğini, imar ve inşa için
sadece akla-bilime-planlamaya-ülke ve dünya gerçeklerine bakıldığını, etnik kökene-mezhebe göre yatırım yapılmadığını bilmezler.
Onlara kolaylık olsun diye, PAY İSTEYECEKLERİ bazı tesislerimizi bildirelim.
İstemeyi unutup, az pay almasınlar diye! Bu eserlerin yapımında tek kuruş payları varmış gibi…
Güneydoğu Anadolu Projesi GAP; Enerji ve Sulama Altyapıları!
Bu projenin kredilendirilmesini özellikle ABD ve İSRAİL engellemiştir.
Hiçbir uluslararası finans kuruluşuna kredi verdirmediler. Türk Milleti öz kaynaklarıyla yaptı. İnsanlarımız sırf bu projenin gerçekleşmesi için yıllarca
en az %10 enflasyon altında ezildiler.
Başta Atatürk Barajı olmak üzere, bölgede 22 büyük baraj ve 19 Hidroelektrik santral inşa edilmiştir.
Enerji Yatırımları;
Sadece Atatürk Barajı’nın inşa maliyeti ve bugün ürettiği elektriğin değeri milyarlarca dolarla ifade edilir.
Sulama Altyapısı;
Dev tüneller ve kanallar için harcanan miktar, pek çok küçük ülkenin yıllık gayrisafi hasılasından büyüktür.
Ulaştırma ve Havacılık Yatırımları;
Doğu ve Güneydoğuya yapılan 25 bin km bölünmüş yol, Zigana, Ovit, Kömürhan gibi dev tüneller, 12’den fazla aktif havalimanı …
Kravatlı PKK’nın temsilcisi DEM’liler;
Önümüzdeki günlerde, Bölgeye yapılan yatırımların ekonomiye nasıl ve ne kadar katkı verdiğini yazacağım. Onları da okuyun ve PAY isterken çıtayı yükseğe koyun. Sizler hep almaya-kaçağa-öldürmeye alışmışsınız.
Türk Milleti sizleri bedavadan besler beslemesine ama, hiç olmazsa siyasi görüşünüzün gereğini yapın. Partiniz DEM ve PKK (Kürdistan İşçi Partisi) Sosyalist bir partidir. Emperyalizme karşı olmanız gerekir. Halbuki hem emperyalizmin hem de uluslararası istihbarat örgütlerinin tetikçiliğini yapıyorsunuz. Sizler nasıl çok yüzlü sosyalistlersiniz?
Sizler, beraberce yaşamak isterseniz, normal bir Türk Vatandaşının uyduğu Anayasal ve Yasal kurallara uyacaksınız. O zaman ülkemizin tüm zenginliklerinden pay alabilirsiniz.
Ama biz uymuyoruz ama yine de pay istiyoruz, yoksa yine silaha başvururuz diyorsanız, Türk Milleti olarak çok korkarız!!!
Ve istediğiniz payı peşin-peşin öderiz. Nasıl mı?
Orta parmak ile işaret parmağımızın arasına başparmağımızı koyar, elinize veririz…
Not; 27 Aralık Cumartesi Saat 14.00 te dünyanın saygı duyduğu Atatürk’ün yanındayız. Sakın unutmayın…
Sağlık ve başarı dileklerimle
23 Aralık 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
MENZİLLERİ GİBİ KADERLERİ DE AYNI OLACAK
Cumhurbaşkanı, aynen bir “Suç İtirafı” niteliğinde olan konuşmalarından birinde şunları söylemişti; “Biz de bunlara yardım ettik! (FETÖ için söylüyor) Niçin? Menzilimiz (varacağımız hedef) aynı olduğu için yardım ettik. Rabbim ve milletim beni af etsin!”
CIA elemanı FETÖ’nün menzili nedir?
Cumhuriyet rejimini yıkıp, Ümmet Devleti kurmak!
FETÖ ile “Menzilimiz aynı” diyen Erdoğan’ın hedefi nedir?
“İslam’da birleşelim” mantığını savunduğu ve 24 senelik belgeli Cumhuriyet düşmanlığı sebebiyle, bir kısmı “Kürdistan Devleti” olmak üzere Federe Ümmet Devletini kurmak!
Şimdi “Menzilimiz aynı olduğu için FETÖ’ye yardım ettik” sözünün arkasındaki gerçek niyeti görebildiniz mi?
11 sene boyunca dolu-dolu bu menzile varmak için kol-kola, gönül gönüle her gün Cumhuriyetin damarlarını koparma mücadelesini beraberce verdiler.
Kavga nerede çıktı?
Biri Kâinat İmamı olmak istedi, diğeri İslam Halifesi!
Hırsızlıklar-yolsuzluklar-rüşvetler-sıfırlamalar-kupon arazi dümenleri- Himmet paraları rezillikleri ortaya dökülünce kavga “Kan Davasına” döndü…
Yakın tarih boyunca Türk Milletinin başı ne zaman derde girse, altından Dinci ve Bölücü terör örgütleri çıkar.
Bunların müşterek hedefi Türkler ve Türk Cumhuriyetidir. Örnek mi;
-Fethullah Gülen, Ermeni asıllı bir Kürt’tür. Erdoğan, Türk Devletinin birliğini temsil eden bir makamda oturmasına rağmen sürekli olarak kendisinin Gürcü, eşinin Arap olduğunu söylemektedir.
Bunların ikisinin de “Ermeni Meselesine” bakışları aynıdır. İkisinin de çok sayıda beyanı mevcuttur.
-PKK Narko-Terör Bölücü terör örgütüne bakışları da aynıdır.
Barzani denen eşkıya ikisinin de en kıymetli dostudur.
Erdoğan yıllarca Oslo ve Kandil’de PKK uyuşturucu Baronları ile Türk Devlet yetkililerini görüştürmüş, Türk Milletine Habur rezaletini yaşatmıştır.
Fethullah Gülen, Barzani bölgesinde çok sayıda ortaokul-lise- Üniversite açmış ve halen bu okullar çalışmaktadır.
-İkisinin de Atatürk’e bakışı aynıdır.
Erdoğan, Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in İsrail’deki kabrini ziyaret etmiş ve eşi ile birlikte yapılan ayine katılmıştır. Aynı Erdoğan Anıt Kabir ziyareti için “Oraya gidip sap gibi durmak” demiştir.
Fethullah Gülen, Papayı ziyaret etmiş ve elini öpmüştür. Ama bir kez bile Atatürk’ü ziyaret etmemiştir.
İkisi de “Dinlerarası Diyalog” tuzağıyla İslam’a çok kötülük etmişlerdir…
Fethullah Gülen 21 Ocak 2016 da yani 9 yıl önce, Erdoğan’a Necip Fazıl’ın
şiirinde şu sözlerle seslenmişti;
“Sur ’da bir delik açtık, mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgâr, ne yönden esersen es…”
Bir zaman sonra Erdoğan FETÖ’ye aynı sözleri söylüyordu!
Ne kadar iç içe geçmişler ki, aynı sözlerle birbirlerine yükleniyorlar…
Eee menzilleri bu kadar aynı olan kişilerin kaderlerinin de aynı olması, sizleri
çok mu şaşırtır?
İlahi adaletin varlığından hiç kimse şüphe edemez, etmemelidir.
Kim ki, CIA uşaklığı uğruna vatanını satıyorsa, kim ki ülkesini bir Ortadoğu ülkesi haline getirecek politikalar uyguluyorsa, onların sonları aynı olacaktır.
Kim olurlarsa olsunlar…
27 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Anıtkabir’deyiz. Türk Milletinin kaderine el koymasının başlangıcıdır 27 Aralık.
Atam 27 Aralık’ta Ankara’ya geldi, 27 Aralıkta türk Milleti ona gidecek…
Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Aralık 2025,
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
