DİZ ÇÖKTÜREMEDİNİZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

‘Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz. Bu hakikat karşısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti, ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar.’

‘Ordu ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulur. Malum bir askeri hakikat, felsefi hakikattir; ’ordunun ruhu subaylardadır. ’O halde subaylarımız düşmanlarımız tarafından yıkılmak istenilen ordumuzu tamir edecek, canlandıracak, ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir. Millet bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur. Tanrı göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse, bunun vebali subaylara ait olacaktır.’

Mustafa Kemal

Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.9,Kaynak Yayınları,Ekim 2002,s.112-113

DİZ ÇÖKTÜREMEDİNİZ

İçimizde dinmeyen bir sızı ile zulüm günlerini yaşarken Atatürk ile kucaklaşarak teselli bulmak istedim. Başımı bir dostun omuzuna yaslar gibi aziz hatırasına yaslanarak insanlığı unutmuş bir ülkede asaleti ve zarafeti hatırladım.

Prof. Yetkin ‘Ben de İnsanım’ adlı kitabında, Atatürk’te acıma duygusunun ne kadar derin olduğunu, Çanakkale’de yalnız kendi şehitlerinin değil, düşman askerlerinin bile cesetlerinin üzerinden geçerken göz pınarlarındaki yaşların akmasını engelleyemediğini aktarıyor. ’Birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş anlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.’(Atatürk: Ben de Bir İnsanım. Prof. Dr. Çetin Yetkin.)

Düşmanının bile insan olduğunu unutmayan, Çanakkale’de ölen yabancı askerler için ‘burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.’ diyecek kadar derin bir insan sevgisi hisseden sıra dışı bir karakterden bahsediyoruz. Hatıralarını okurken hoşgörü, derinlik ve acıma duygusunun günümüzde nasıl bir lumpenlik, hoyratlık, yüzeysellik ve acımasızlık ile yer değiştirdiğini görüyoruz.

Prof. Çetin Yetkin, insanın kendi türünden başka türleri de sevebildiği, gözetip koruyabildiği oranda insan olabileceğini söylüyor. İçinde bulunduğumuz duruma baktığımızda insanlık ile ilgili tariflerin çok uzağına düştüğümüzü görüyoruz. 

AKP iktidarının yirmi yılından bahsederken yolsuzluk, yoksulluk, talan ve ekonomik çöküşten bahsettik ancak bütün bunlara eşlik eden eşi görülmemiş bir insanlık krizinden de bahsetmemiz gerektiğini görüyoruz. Kendini koruyamayacak durumda olan insanların ruhlarına ve bedenlerine yapılan vahşi saldırılar sonucu intihara sürüklenmeleri, cezaevlerinde kurmaca iddialarla ölüme terk edilen komutanlar, cinayetler, tecavüzler, yalanlar, kumpas davaları ve iftiralarla dolu bir yirmi yıl ülkemizin ve kişisel tarihimizin bir parçası oldu.

İddianamesi FETÖ tutuklusu Mustafa Bilgili tarafından yazılan 28 Şubat kumpas davasından tutuklu 84 yaşındaki Emekli Korgeneral Vural Avar, sağlık koşullarına rağmen tahliye edilmeyerek cezaevinde ölüme terk edildi. 

28 Şubat kumpasını başlatan savcı ve hakimlerin FETÖ üyesi olmaları nedeniyle meslekten ihraç edilmeleri ve tutuklanmalarına rağmen, AKP hükümetinin dava sürecini devam ettirmesi, aynı kumpas zihniyetinin ve karşı devrim sürecinin devam ettiğini ve bunun bir intikam davasına dönüştüğünü göstermektedir.

28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklamalar başladığında, ‘bugün mazlumun ahının aheste aheste çıktığı, adaletin tecelli ettiği gündür’ diyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı iken konuyla ilgili olarak,28 Şubat cuntacılarının tuzaklarını bozduk. ’demiştir. Başbakan Binali Yıldırım ise ‘28 Şubat darbecileri hukuk içinde en ağır cezayı alacaklar. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.’ demiştir. 

Vural Avar komutanımız ise 28 Şubat davasında yaptığı savunmasında, ‘biz seviyemiz ve mesleki geçmişimiz gereği kaçma şüphesini içimize sindiremeyiz. Bize yakışmaz. Tutukluluğumun kaldırılmasını isteyecektim, ancak suçsuz durumdaki arkadaşımın sizden hiç talepte bulunmuyorum demesi üzerine ben de talepte bulunmaktan vazgeçtim. Söylentiye göre, PKK açılımı nedeniyle af çıkacakmış. Suçtan aklanmadıkça böyle bir affı da kabul etmeyeceğim.’ diyerek Mustafa Kemal’in askeri olduğunu göstermiştir.

Vural Avar komutanımız cesareti, vatanseverliği ve karşı devrimin önünde diz çökmemesi nedeniyle cezalandırılmıştır. İktidar kendi terminolojisiyle fıtratına uygun davranmıştır.

Anayasanın 104.maddesine göre Cumhurbaşkanının sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezaları hafifletmesini veya kaldırmasını sağlayan her zaman kullanabileceği af yetkisi vardır. Cumhurbaşkanı af yetkisini 2 Temmuz 1993’de Sivas Madımak Oteli’nde 33 kişiyi yakarak öldürme nedeniyle müebbet hapis cezası alan Ahmet Turan Kılıç için kullanmıştır. Uyuşturucu ticareti ve silahlı tehdit nedeniyle 24 yıl hapse mahkum olan Hasan Şen, FETÖ’ den 7.5 yıl hapis cezası alan Bilal Konakçının ve terör hükümlüsü Aysel Tuğluğ’un cezaları hastalık nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilmiştir.

İslamcı iktidar, 84 yaşında, üç kaburgası kırık, Alzeimer ve demans hastası, ceza evinde bulunmasının hiçbir hukuki temeli bulunmayan Vural Avar için af yetkisi kullanmayarak, onun kimliğinde Atatürkçü, laik çevrelerden intikam almış ve gözdağı vermiştir. Cumhurbaşkanı, FETÖ ve terör hükümlülerine uyguladığı af yetkisini Vural Avar’a gelince kullanmamıştır. Komutanımızın cezaevinde ölüme terk edilmesi, hayat arkadaşı sevgili eşiyle bile görüşmesinin engellenmesi, yorgun bedenine ve ruhuna çektirilen acı, iktidarın, Cumhuriyete ve Mustafa Kemal’in askerlerine duydukları nefreti göstermektedir. Komutanımızın hayatına organize kötülük  son vermiştir. 

Bu trajik kayıp, karşımızda kimin olduğunu görmemiz ve tarihsel bir kavşakta bulunduğumuzu bilmemiz açısından önemlidir. Halkımız 20 yıllık İslamcı iktidarın karşısına 200 yıllık aydınlanma ve modernleşme birikimi ve Atatürk sevgisi ile çıkacaktır. Seçimimiz bir ‘çağ’ seçimi olacaktır.

Değerli komutanımız vatanseverliği, asaleti, inceliği ve direnci ile bize bir ders vererek aramızdan ayrılmıştır. Vatan sevgisinin ve savunmasının bedelini canıyla ödemiş, DİZ ÇÖKMEMİŞTİR. Kendisine ve cezaevindeki kıymetli komutanlarımıza yapılanların adalet, insanlık ve merhamete sığan bir yanı olmadığını biliyor, kayıplarımızdan ve acılarımızdan öğrenerek, güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. İktidarın bitmeyen haksızlıklarının ve hukuksuzluklarının karşısına Mustafa Kemal’in insan sevgisi, aydınlık bir geleceğe umudu ve emperyalizmin canavarlığına olan nefreti ile çıkıyoruz.

Çalışarak, üreterek, cumhuriyet devriminin halkçı, kamucu ekonomik modelini tekrar kuracağımızdan ve cumhuriyetin aydınlanmacı değerleri ile mucizeler yaratarak bu karanlık sayfayı geride bırakacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

Mehtap Kaynak –Siyaset Bilimci

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
DİZ ÇÖKTÜREMEDİNİZ

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin