DOĞRU Partinin kuruluş dilekçesi ve istenen evraklar 25 Ağustos 2020’de kurucu üyelerimizden oluşan bir heyet tarafından İçişleri Bakanlığı yetkililerine teslim edildikten sonra, devletimizin kurucusu Atatürk’e saygılarımızı, bağlılığımızı sunmak ve dua etmek için ANITKABİR’e gittik.
Aslanlı Yol’un başında bizi Bir Yüzbaşı bir de Asteğmen karşıladı. Anıtkabir kurallarını hatırlattılar. Slogan atılmaması, herhangi bir pankart açılmaması ve sessiz olunmasını rica ettiler.
Tören boyunca çok kibar davrandılar, fotoğraf çekiminde bile yardımcı oldular. Tören sonunda kurucularımızdan Sayın Arda Ateş ve Sayın Mehmet Aslan Ünal, Anıtkabir Komutanı Albayımızı, ziyaret edip, teşekkürlerimizi ilettiler.
Büyük bir huzurla, Anıtkabir’den ayrıldık.
DOĞRUSU böyle davranmaktır. Hakkın rahmetine kavuşmuş olan Büyük Atatürk’ün kabrinde, herkes saygılı olmak zorundadır…
Bizden 5 gün sonra, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Devlet Erkanı Anıtkabir’i ziyaret etti!
Anıtkabir ziyareti, kanun ve yönetmelik dışına çıkılarak çirkin bir gösteriye dönmüştü! Atatürk’e hakaret eden meczupları defalarca ziyaret eden Hulusivil Paşa ve Saray’ın Kürtçü ve İhvancı iki danışmanı, törene el koymuşlardı!
Anıtkabir’e halkımız alınmamış, sadece AKP’li beslemeler alınmıştı.
Resmi Heyet görünür görünmez, AKP’liler hep bir ağızdan “Recep Tayyip Erdoğan” diye slogan atmaya başladı! Olayı televizyonlardan seyreden Türk Milleti şaşkınlık içindeydi!
İlk defa bir Anıtkabir ziyareti, çok çirkin bir şova dönüşmüştü!
Ne Erdoğan’dan, ne Hulusivil Paşadan, ne de üzerlerindeki üniformaları Belediye Zabıtasının üniforması zanneden Paşalardan tık çıkmadı.
Hiçbiri bu zavallıları durdurmaya kalkmadı!
Erdoğan, gayet mütebessim bir çehre ile yürümeye devam etti!
Tören sonrası çıkışta da aynı çirkinlik yaşandı.
Törene el koyan Bademlerden, Anıtkabir ziyaretini planlayarak ve bilerek siyasi bir mitinge dönüştüren Saray Paşalarından, 5816 sayılı yasa gözünün önünde çiğnenirken, Atatürk’e açıkça hakaret edilirken dilsiz rolü yapan Adalet Bakanından (Tarikat Liderinin elini öpen zavallı) başka ne beklenirdi ki?
O küçücük beyinlerinden beklenen bir zavallılıkla, sözüm ona Atatürk’ü küçümsemişler ve sanki büyük bir zafer kazanmışlardı!
Değerli Okurlar;
Bugün ülkemizde siyaset, iktidarıyla-muhalefetiyle emperyalistlerin yönetimindedir. Onlar senaryoyu yazar, bizimkiler oynar. Bu zinciri kırmak için, Atatürk’e, Laik Cumhuriyete ve değerlerine, hukuk devletine, kuvvetler ayrılığına, demokrasimize sahip çıkmak için DOĞRU Parti kuruldu.
Size namus sözümüz olsun ki;
Anıtkabir’de yaşanan bu çirkinliğin hesabı, planlayandan, uygulayandan, ses çıkarmayandan, sorumlularından, DOĞRU Parti iktidarında, hukuk içinde mutlaka sorulacaktır.
Bilmedikleri ve anlamadıkları şudur;
Büyük Atatürk’ün sevgisi Türk Milletinin kalbine kazınmıştır. Hiçbir güç bu sevgiyi koparamaz. Sevgilimiz ölmüş olabilir, sevgimiz ölümsüzdür.
Atatürk’ün, haksız edinilen mal varlığı yüzünden ABD tarafından rehin alınanların, İhvan kafalı demokrasi düşmanlarının, devleti soyan hırsızların, üniformasını meczupların altına seren soysuzların ziyaretine hiç ihtiyacı yoktur. Ona tüm dünyaya yayılmış, sayıları yüz milyonları bulan Türklerin sevgisi yeter…
Ne mutlu Türküm diyene ve sözünden dönmeyene…
