Her gün bir başka rezalet görünce “Bu kadarı da olmaz, daha kötü ne olabilir ki” diyoruz?
Ertesi günü, Badem ve Püskevitçi çetesinin daha iğrenç bir oyununu görünce, sinir katsayımız tavan yapıyor.
Son haftanın rezaleti maalesef yargıda!
Çete, bir Yargıcın FETÖ ile dolaylı ilişkisini düzenliyor, bunu dosya haline getirip yine kendi adamları olan bir başka Yargıca gönderiyor, dosya beklemeye alınıp, özel arşive kaldırılıyor.
Bir müddet sonra, başını yakacakları veya malına çökecekleri kişinin-siyasi rakibin yeni düzenlenen dosyasını, ilk Yargıca düşürüp, deniyor ki; “Bu kişi için şu kararı vereceksin, yoksa arşivimizdeki dosyayı güncelleyip açarız. Doğru FETÖ’cuları yanına yani zindana gidersin!”
Yargıç, bu aşağılık şantaja uyarsa, mesele yok. Artık o Yargıç da çetenin
“Kadrolu Elemanı” oluyor.
Uymazsa, anında sürgün, hemen FETÖ’cu olmaktan tutuklama!
Haram medyasının gazeteleri; “Bu Yargıç FETÖ’cudur” diye yayına başlarlar ve zavallının ailesiyle birlikte hayatı kararır.
İşte bu davranış, alçaklığın ve soysuzluğun dibidir…
Bu rezaleti, Adalet Bakanının ve bürokratlarının, Hakimler Savcılar Kurulu üyeleri, Yüksek Yargının başındaki Yüksek Yargıçlar bilmezler mi, duymazlar mı, görmezler mi?
Yazıklar olsun! Allah’ın adaletinin, sözüm ona yeryüzündeki “Adalet Dağıtıcıları” olan Yargıçlar, bu hastalıklı hücreleri temizlemekten acizler mi?
Türk Milletine sözümüz olsun ki;
DOĞRU Parti ülke yönetiminde görev aldığında, bu kumpas davalar yeniden derhal açılacak ve TV’lerin canlı yayınlamasına izin verilecektir.
Üst dudağına kadar pisliğe bulaşmış, insafsız-vicdansız iktidar işte böyle olur.
DOĞRU PARTİ OLARAK BİR AYDIR ısrarla bıkmadan usanmadan, delilleriyle-belgeleriyle AKP’nin 2002’den sonraki her seçim ve referandumda
“Oy Kaydırması-Oy Eklemesi” yaptığını KANITLIYORUZ, çözüm önerilerimizi tartışmak üzere 6’lı ittifakın lider partilerine çağrı yapıyoruz.
Duvardan ses var, bu partilerden yok! Sanki AKP’yi yıkmak için değil de, tekrar iktidarda tutmak için çalışıyorlar!
12 Kasım 2022 günü bu şaşkınlara son çağrımızı yapıyoruz;
“Gelin tüm muhalefet partileri olarak, SADECE Seçim ve Sandık Güvenliği için biraraya gelelim. Bizim dediklerimiz yanlışsa, özür dileyelim.
Sizin hazırlıklarınız varsa (Olmadığını biliyoruz) tartışalım ve Türk Milletinin namusu sayılan “Oy Hakkına” sahip çıkalım.
Bu çağrı da karşılıksız kalırsa ve bize, “siz muhalefete muhalefet yapıyorsunuz” diyen olursa, bu yazıları onların suratlarına çarpmak bize haktır…
Yasaya aykırı davranmaktan çekinmeyen bir YSK, Seçim-Sandık Güvenliği ve Seçsis Sistemini kontrolünün Süleyman Soylu ile Bekir Bozdağ’a bırakıldığı bir Cumhurbaşkanlığı Seçimi!
Karşılarında, Türkiye’nin temel meselelerinde farklı düşünen, birbirine güvenmeyen, AKP kalıntılarıyla kirletilmiş sözde 6’lı ittifak! Bu şaşkınlar, bilmeyenler mi Türk Milletinin namusu sayılan “Oy Hakkına” sahip çıkacaklar?
Peki, ne olacak?
Anayasamızın değiştirilemez maddelerine sahip çıkmaya kararlı, Atatürk İlke ve Devrimlerini yeniden Türk Devletinin tüm kurumlarında geçerli kılmaya yemin etmiş, zengini daha zengin- fakiri daha fakir yapan Neoliberalizmi yani
Vahşi Kapitalizmi elinin tersiyle itecek, Atatürk Milliyetçileri-Kuvvacıları-mütedeyyin İnsanları biraraya getirecek, sandığa sahip çıkacak ve Türk Milletine %30 oy gücüne sahip, Anadolu ve vatan toprağı kokan namuslu bir ittifak sunacaklar. Çok yakında!
Gerisi, Türk Milletinin bileceği iştir. Takdir de Karar da onundur.
Ne Mutlu Türküm Diyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle
12 Kasım 2022
Rifat Serdaroğlu
