Türklerin devlet yönetiminin el kitabı olarak kabul edebileceğimiz Kutadgu Bilig’de, Yusuf Has Hacip, Hakan Kün Togtı’ya (Gün Doğdu’ya) kanun hakimiyeti konusunda şunları söylemektedir; (331 ve 332’nci beyitler)
“Kerek oglum erse yakın ya yaguk/ Kerek barkın erse keçigli konuk,
törüdi ikigü manga bir sanı/keserde adın bulmayagay ol mini.”
(İster oğlum olsun, ister yakın çok/İster yolcu, ister geçici konuk,
Kanunda benim için birdir hepsi/Hüküm verirken fark bulmaz birisi)
Kutadgu Bilig bin yıl öncesinden seslenmektedir. Örnek olarak Hakan’ın oğlunun verilmesi günümüz için ne kadar ibret vericidir.
Bu güzel anlayıştan bugünlere geldik! Cumhurbaşkanı çocukları, Bakan çocukları, ellerini omuzlarına kadar devlet işinin içine sokar, hırsızlık yapar, devletin adamlarını-araçlarını, olanaklarını hakları olmadığı halde kullanır oldular! Üstelik kimsenin hesap sorduğu yok!
AKP İktidarının ve AKP hükümetlerinde görev yapmış her kişide bu anlayış vardır ve bunlar yapılan ahlaksızlığı normal karşılamaktadır!
Türk örf ve ananelerinde bunların hiçbiri yoktur, ama Araplarda vardır.
Şimdi anladınız mı, AKP neden ısrarla Türkleri, Araplaştırmak istemektedir?
Ülkemize bilerek ve planlayarak Erdoğan-Davutoğlu-Babacan tarafından doldurulan Ortadoğu’nun itleri, katilleri, terör örgütü militanlarının korunmasının ardındaki ikinci sebep, Türkleri Araplaştırma politikasıdır.
Bu, Türk Milletine karşı, onu yönetenler tarafından yapılmış bir ihanettir.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, el konulan özel şirketlere atanan Kayyımların, yaptıkları her türlü idari ve mali işlerden sorumlu tutulamayacağı konusu, bin yıl önceki ahlaklı Türk yönetiminden, nerelere geldiğimizin en acı örneklerinden biridir.
İşin daha da acı yanı, Türk Milletinin %25-30’unun hala bunlara oy vermesi ve AKP larvalarına, “Bizi de Araplaştırın” dercesine CHP’nin sahip çıkıp ortak olması ve beraberce Laik Cumhuriyete darbe vurmalarıdır.
Şu an kişisel ahlakın da, dindar ahlakın da dibe vurduğu anı yaşıyoruz.
Ahlakın sınırı, kanunun sınırından daha dardır. Ahlakı çiğnemeden kanunu çiğneyemezsiniz. Kanunu çiğniyorsanız, ahlak çizgisini çoktan paramparça etmişsiniz demektir.
Kanunu, oğluma bile aynen uygularım anlayışından, Anayasa Mahkemesi kararına uymayacağım diyen Arap milliyetçiliğine gelişimizin hazin yolculuğudur bu çöküş!
AKP’nin verdiği maddi yıkımı yıllar içinde onarırız.
Ama ahlak anlayışımıza vurduğu darbeyi, eğitimi tarikat ve cemaatlerin eline vermesini, yargıyı kendisine köle etmesini, Türk Ordusunun Komutanlarını FETÖ-CIA işbirliğiyle zindanlara atmasını, üniversiteleri ve basını polis ve sansürle susturmasının yaratacağı yıkımı durdurup, onarmak çok zaman alacak.
Çözümü, kurtuluşu yanlış insanlarda aramaya devam edersek, hala bizi donumuza kadar soyan Bademlerden, 17/25 olayından, Reza Zarrab’tan, SBK’dan, Sıfırlamalardan, Ekmelettin olayından, Diyanet Akademisinden, Said-i Nursi’nin kitapları için Anayasa Mahkemesine başvurmaktan, yaşadığımız katliamlardan, Light AKP olmayı bir koltuk uğruna kabul edenlerden çözüm beklersek, daha çok bekleriz…
Aziz Türk Milleti;
Tüm bu rezilliklere son vermek, Türk Devletini yeniden itibarlı bir devlet haline getirmek, ülkeyi faşist diktadan kurtarmak, çokça üretip hakça paylaşmak, hırsızlardan hukuk önünde hesap sormak için, Türk Milletinin önüne, tüm ulusumuzu kucaklayacak bir “Ulusal Birliktelik” koyabilmek için, Vatanseverler, Atatürkçüler, Kuvvacılar, öz evlatların olarak çalışıyoruz. İnşallah başaracağız.
Yiğit düştüğü yerden kalkar. Türk Milleti olarak, bir beraber ve bütün olarak, herkesi kucaklayarak, tüm birikimlerimizle yeniden imar, inşa ve zenginleşmeyi başaracağız.
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene!
Not; Prof. Dr. İskender Öksüz’e çok teşekkür ederim.
Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Ekim 2022
Rifat Serdaroğlu
