ATATÜRK Cumhuriyeti İlan Etti! 29 Ekim 1923…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

99 yıl önce bugün, İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın  hazırladığı anayasa değişikliği teklifi kabul edildi ve Türkiye Devletinin yönetim şekli Cumhuriyet olarak belirlendi.

Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan, ATATÜRK devrimlerinin bir parçası olan Cumhuriyet, diğer yenileşme ve reformların da önünü açan bir siyasal inkılap hareketidir.

29 Ekim 1339 (1923) tarih ve 364 sayılı Teşkilât-ı Esasîye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihan Tadiline Dair Kanun” ile 1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu‘nun altı maddesinde (1, 2, 4, 10, 11 ve 12. maddeler) değişiklik yapılmış; birinci maddesi şu şekilde değiştirilmiştir:

“Hâkimiyet, bilâkaydü şart Milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekl-i Hükûmeti, Cumhuriyettir.”

Anayasanın diğer maddelerinde yapılan değişiklikler ile cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuş; Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından seçileceği öngörülmüş; hükûmetin kuruluş usulü değiştirilmiştir. Hükûmetin kuruluş şeması bakımından meclis hükûmeti sisteminden vazgeçilerek parlamenter sisteme geçilmiştir.

Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı‘nın ardından Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan ulusal mücadelenin daha ilk yıllarından itibaren artık yönetimde halk iradesinin egemen olacağı açıkça ilan edilmiştir. Erzurum Kongresi‘nin ardından 23 Temmuz 1919 tarihinde yayımlanan bildirinin 3. maddesindeki “Ulusal Kuvvetleri etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır” kararı bu anlayışın bir ifadesiydi.

Ulusal iradeyi somut olarak gösterecek meclis, İstanbul’un işgal edilip Mebusan Meclisi‘nin dağıtılması üzerine, “Büyük Millet Meclisi” adıyla 23 Nisan 1920’de Ankara‘da toplandı. Olağanüstü yetkilerle donatılmış 390 kişilik meclisin başkanı aynı zamanda hükûmet ve devlet başkanı olarak adlandırılmıştı.

Meclisin 20 Ocak 1921’de kabul ettiği ve bir anayasa niteliğinde olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adlı yasa ile egemenliğin Türk ulusuna ait olduğu ilan edildi. Saltanat hükûmetinin kendini halâ Türk ulusunun temsilcisi saymasına karşı bir tepki olarak meclis, 1 Kasım 1922’de aldığı kararla saltanatı kaldırdı.

Birinci meclisin seçimin yenilenmesine karar vererek 1 Nisan 1923’te dağılmasından sonra yeni meclis toplanıncaya kadar Mustafa Kemal’in direktifi ile yeni bir anayasa tasarısı hazırlıkları başlamıştır. Mevcut anayasa, ulusal iradenin Türk ulusuna ait olduğunu, bu iradeyi ulus adına temsil yetkisinin Meclis’e tanındığını onaylamıştı ancak devletin yönetim şeklini ve başkentini ilan etmemişti. Yeni anayasa tasarısı hazırlıkları sırasında Mustafa Kemal, çevresindekilerle Cumhuriyetin ilanı ile ilgili görüşmeler yapmıştır.

Mustafa Kemal’in Wieber Neue Freie Presse muhabirine 22 Eylül 1923‘te verdiği ve Türkçe bir özeti ilk defa İkdam gazetesinde yayımlanan demeçte, muhabirin sorusu üzerine ilk defa cumhuriyet kelimesini açıkça ortaya atması ülkede ve yurtdışında büyük yankı uyandırdı. 

Ekim 1923’te İsmet Paşa ve bir grup meb’us Ankara’nın Hükûmet merkezi olarak kabul edilmesi yolunda bir kanun teklifi verdi. 13 Ekim 1923’te TBMM’de kabul edilen tek maddelik yasa ile Ankara, devletin başkenti oldu. Devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son veren bu yasa ile Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmış oldu.

1 Kasım 1922’den itibaren artık saltanatın olmadığı ülke, meclis hükûmeti tarafından yönetilmekteydi. Bu hükûmet sisteminde her bakan meclis tarafından seçildiğinden uyumsuz kişilerin bir araya geldiği hükûmet biçimine yol açmaktaydı; ayrıca her bir bakanlık için uzun süren tartışmalar yaşanmaktaydı. Yeni Meclis seçildikten sonra kurulan İcra Vekilleri Heyeti’nin üyeleri bu şartlar altına çalışmanın güçlüklerinden şikayetçi idi. Hükûmetin zayıflığı, 23 Ekim’de net bir şekilde ortaya çıktı. Aynı zamanda Dahiliye Vekili olan İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Fethi Bey, Dahiliye Vekilliğini Ferit Tek Bey‘e bırakmak istemiş ancak meclis bunu kabul etmeyerek Erzincan milletvekili Sabit Bey‘i seçmişti. TBMM ikinci başkanı Ali Fuat Bey de görevi bırakmak isteyip yerine Yusuf Kemal Bey‘i aday göstermiş ancak meclis kabul etmeyerek Rauf Bey‘i seçmiştir.

Bu durum üzerine Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 25 Ekim 1923 akşamı hükûmeti Çankaya’da topladı. Toplantıda, Vekiller Heyeti’nin istifa etmesine ve yeni seçilecek Vekiller Heyeti’nde görev almamasına karar verildi. Böylece ülkeyi Cumhuriyet rejiminin ilanına götürecek bir hükûmet bunalımı oluşturuldu.

27 Ekim 1923’te Vekiller Heyeti’nin istifası TBMM’de okunduktan sonra, yeni bir vekiller heyeti kurma yolunda çalışmalar başladı. Muhalefetin yeni hükûmet kurma çabasında bir sonuç alınamadı.

28 Ekim’de Çankaya Köşkü’ndeki akşam yemeğinde İsmet Paşa, Fethi Bey, Kazım Paşa, Kemalettin Sami PaşaHalit Paşa, Rize mebusu Fuat ve Afyon mebusu Ruşen Eşref Bey‘i misafir olarak ağırlayan Mustafa Kemal Paşa, kabine bunalımından çıkma yolu üzerine görüştü ve misafirlerine “yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz” dedi. Yemekten sonra Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa birlikte kanun tasarısını hazırladı.

Mecliste 29 Ekim 1923 sabahı toplanan Halk Fırkası Grubu kabine değişikliği için görüşmelere başladı. Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın meselenin halli için görevlendirilmesine karar verildi. Çözüm için bir saat izin isteyen Mustafa Kemal, bir saat sonra kürsüye çıkarak yönetim biçiminin Cumhuriyet olması halinde hükûmet bunalımlarının yaşanmayacağının, bunun için rejimin Cumhuriyet olarak tescil edilmesi ve yönetim biçiminin buna göre düzenlenmesi gerektiğini ifade etti ve anayasa değişikliği teklifini sundu. Fırka toplantısında yapılan konuşmaların ardından teklifin önce bütünü, sonra ayrı ayrı maddeleri okunarak kabul edildi.

Halk Fırkası Grubunun toplantısından hemen sonra meclis toplantısı açıldı. Meclis başka konularla meşgul okurken, teklif edilen kanun tasarısı Kanun-ı Esasî Encümeni tarafından usulen incelenip tutanağı hazırlandı. Kanun, birçok konuşmacının “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleriyle alkışlanan konuşmalarıyla kabul edildi. Ardından cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. 158 üyenin oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası 
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası, 1915 yılında, İttihat ve Terakki Fırkasınca kulüp binası olarak kullanılmak üzere, Enver Paşa’nın emriyle Evkaf (Vakıflar İdaresi) mimarı Salim Bey tarafından projelendirilmiş ve projeyi yürütme görevi, dönemin İttihat ve Terakki Fırkası Ankara temsilcisi Mahmut Şevket (Esendal) Bey’e; proje yapım işi ise Kolorduda görevli olan askerî mimar Hasip Bey’e verilmiştir. Hasip Bey, binanın kâgir kısmını başarı ile bitirmiş ancak çatı ve diğer bölümler, sürmekte olan savaş ve yaşanan malzeme sıkıntısı nedeniyle yarım kalmış; Mimar Hasip Bey de Kurtuluş Savaşı sırasında şehit düşmüştür.
Milli Mütareke döneminde, Kasım 1918’de bir grup İngiliz ve Fransız askerleri Ankara’ya gelmiş, İngiliz askerleri Cebeci taraflarına Fransız askerleri ise Millet Bahçesine yerleşmiştir. Fransız askerlerinin başındaki komutan ise henüz çatısının bir bölümü örtülmemiş olan bu binaya yerleşmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasından sonra Ankara’da ilk ciddi protesto mitingleri başlaması üzerine İngilizler; 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelmesi üzerine de Fransızlar Ankara’yı terk etmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan 1920 tarihinde açılmasına karar verildiğinde, Ankara’da Meclisin toplanabilmesi için gerekli büyüklük ve donanıma sahip bir binanın bulunmadığı görülmüştür. Bu şartlar altında, inşası yarım kalan İttihat ve Terakki Fırkası Kulüp Binası’nın Meclis Binası olarak kullanılmasına karar verilerek binanın onarılması ve tamamlanması görevi de (sonradan 1. Dönem Bursa Mebusu olan) Necati Bey’e verilmiştir.
*Resimde Osmanlı Türkçesi ile Ankara Millet Meclisi yazmaktadır.
Ankara taşı olarak bilinen pembe-mor renkli yerel andezit taşıyla inşa edilen ve “Birinci Millî Mimarlık Dönemi Üslubu”nun Ankara’daki ilk örneklerinden olan bina, Ankaralıların evlerinden ve Ulucanlar’daki Numune Mektebinden (şimdiki Cumhuriyet İlköğretim Okulu) getirilen kiremitlerle, halkın özverileri ile tamamlanmıştır. 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina, daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi olarak kullanılmış ve aynı dönemde kısa bir süreliğine Hukuk Mektebine de ev sahipliği yapmıştır. 1952 yılında Maarif Vekâletine (Millî Eğitim Bakanlığı) devredilmiş, 1957 yılında Bakanlık Komisyonunca alınan kararla müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanmış ve 23 Nisan 1961 tarihinde “Büyük Millet Meclisi Müzesi” adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.
“Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılını Kutlama Programı” çerçevesinde, Kültür Bakanlığı tarafından yapılan yenileme çalışmaları sonucu 23 Nisan 1981 tarihinde “Kurtuluş Savaşı Müzesi” adıyla ziyaretlere açılan müze günümüzde TBMM Başkanlığı bünyesinde hizmet vermektedir.
I. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı
23 Nisan 1920’de Ulus’taki binanın etrafında binlerce kişi Meclisin açılışını heyecanla beklemiştir. Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde kılınan cuma namazını takiben coşkulu bir törenle açılan Meclis, 115 temsilci ile ilk toplantısını yapmıştır. En yaşlı üye sıfatıyla geçici başkanlık görevini üstlenen Sinop Mebusu Şerif Bey’in açılış konuşmasının ardından, Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa söz alarak Meclisin hangi azalardan teşekkül edeceğine dair aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
Yüce Meclisiniz bildiğiniz gibi olağanüstü yetkilere sahip olarak yeniden seçilmiş saygıdeğer milletvekilleriyle, taarruz ve işgale uğramış saltanat merkezinden canlarını kurtararak buraya gelen saygıdeğer milletvekillerinden oluşmuştur. Kaçıp gelebilecek milletvekilleriyle birlikte bir Yüce Meclisin meydana getirilmesi ancak yeni uygulanan seçim tarzıyla söz konusu olmuştur. Bu anda Meclisiniz yasal olarak toplanmış bulunmaktadır.
Meclisin 24 Nisan 1920 günü yapılan ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa oy birliğiyle Meclis Başkanlığına seçilmiştir. Mustafa Kemal Paşa bu toplantıda uzun ve anlamlı bir konuşma yapmış; “Artık Yüce Meclisin üzerinde bir güç yoktur.” diyerek Meclisin önemini vurgulamıştır.
Kurtuluş Savaşı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın başarılı yönetimi ve Birinci Büyük Millet Meclisinde alınan hayati kararlar sonucunda zaferle sonuçlanmıştır. Ayrıca; 20 Ocak 1921’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Anayasası olan Teşkilatı Esasiye Kanunu, 12 Mart 1921’de İstiklal Marşımız ve 1 Kasım 1922’de Saltanatın Kaldırılması bu Mecliste kabul edilmiştir. Öte yandan 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması, 13 Ekim 1923’te Ankara’nın Başkent Oluşu ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in İlanı kararları da bu Meclis çatısı altında alınmış; ayrıca Gazi Mustafa Kemal Paşa, yine bu Mecliste Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
(Mustafa Kemal Paşa Başkanlık Kürsüsünde, Fotoğraf üzerine suluboya)

 

1936 Yılı, Cumhuriyet Gazetesi 

31 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
ATATÜRK Cumhuriyeti İlan Etti! 29 Ekim 1923…

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin